Ben hala delice ve sana mavi
Kırıldı tüm kemiklerim,
Öyle bir ezildim ki ezilenlerin en dibi
Gönlüm yine toz pembe, sen yine o arsız mavi
Katilidir nefesim ömrümün
Karanlıktan sıyrılıp, kızıl gün şafağa vurduğunda
İnananlar bir olup, hesapsız saf tuttuğunda
Dokuz tuğlu sancağı, verin sancaktara
Toplanın ey inananlar, Ay Yıldız altın da
Gün bu gündür, Hak için nizamı alem için.
Merhaba meyhaneci, açıkmısın bu gece
Yer ayarla bana şu köşede
Bir kadeh içi dolu bir şişede
Dur diyelim acılara, bir nefeste
Al gel meylerimizide şenlensin meclis
Ben bir heybetli! Dağ idim, eridim.
Dünyalar gelse üstüme eğilmem derdim.
Bir minik serçe kondu dalıma
Ben işte o minik serçeye yenildim.
Bu kaçıncı yıldızdı kaydırdığım
Ha doğdu doğacak derken
Bir kurt ulumasında olmak bilmeyen sabahların.
İçine sızı gibi ak düşmüştü çoktan
Al bayrağı görüpte selam durmamak ne ola
Önüne gelipte öpüp alna koymamak ne ola
Dalgalandırmaksa gayretin, en yüksekte
yere düşürmek ne ola
Söyle yaraşır mı bize
Ekmek çarpar, toprak çarpar
Bir kenara silme göz yaşını
Ağlama bebeğim ne olursun
Kırılır gururun incinir ruhun
Güzelliğin kırdaki çiğdem misali
Solma ne olursun
Bak yüzünden, ben dört mevsimim
Hem sevincimsin hem kederim
Ah cananım, gülüm, güzelim,
Canın için ben verildim
Denk geldik alalede bir günde
O; kaşı, gözü gül yüzüyle
Pervanenin ateşiydi
Güneş misali gülüşüyle
Ben; kuru bir gürültü
Betin benzin sararmış
neden dediler
İşte bu fani gözlerim
göz oldu olalı dedim
böyle güzel görmediler
Senin gibi güzel görmediler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!