Al sancağım tanım, kanımdır kızıl
Ölmekse uğruna, canımız azil
Şiarınla gönül ocağa yazıl
Ya Allah Muhammed Alidir diye.
Çiçeğin kokusu özünden gelir
Taş kesilmiş toprağım kök salmışsa güllerin
Ruhum yoksun duandan verimsiz çöldür ana
Yüreğinle sularken buhurdan mı sellerin
Katık eder içerim hüznünü doldur bana
Çatlasın yer yerinden dökülsün tellerinden
Destanlar yazılmıştır tarihe mal olan
Kat kat arşivlerin heybetli kalabalığında kayıp
Tufanlar vardır elbet unutulmaz anıların kazıyamadığı
Aşktan ölümlerin yaşanmadığı mutsuz dünyada
Ne mutlu açlığa... Yaşasın!
Sebepsiz ölümler mi diyeceğiz?
Kucak açmış göklere salkım salkım sarkıyor
Kökleri sağlam derin yemyeşil
Ey güzelim çam ağacım
Balkonuma şakıyan bakışlarında
Demini alıyor katıksız kahvem.
Bir maden bulmuşçasına sevinen acemi bir çobanın elinden
Teste tabi tutulacaktı orağı çiftçinin
Önce örste çekiçle dövülerek
Usta madencinin elinde işlenecekti
İnci inci dişleri parlayacak
Kamaştıracaktı güneşli bakan gözleri
Kara toprakmış meğer bedenim
Bilemedim anne
Er adam ağlar mı?
Ağlama derdin
Tuttum sözünü anne
Ağlamıyorum
Ruhunu sessizce teslim ettiğin
O vakurca gidişinden beridir
Közdür yüreğim sönmeyen
Kederlerimle baş başa…
Hiç dinmeyen.
Gamzesi başımda, dolaşır eli
İlahi özlemim, sanki duymuşsun
Kuruyan fidanım, ruhundan seli
Can suyundandır tas, dolup koymuşsun
Seninle can bulur, tatlı anılar
Al laleler ekilir çimlenir ağaç yaprak
Canlanır bütün evren bakışları otlu köz
Sımsıcak anne eli yeşerir kıraç toprak
Sevinir börtü böcek gülümseyen tatlı yüz
Kanatların gererek titreyerek üstüne
An olur…
Hissedersin ruhunda ki titreşimin
Yazamadığın tutkudur izdüşümü
Vakitsizce sığdırılamayan
Dörtnala koşan zamandan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!