Anadolu’m çiçekleriz
Mey şerbetinden içeriz
Bir çiçeğin iki rengi
Ay doğuşu aşk biçeriz.
Sevgi dilimiz ağımız
Çiçeklerden sordum adın bilmiyor
Gülüşlerin gözüm tatlı izleri
Utancım gülmekten acın silmiyor
İlkbaharda solan aşk filizleri
Hazin hazin esen sonbahar yeli
Aşkın özü bağlarında sessiz ıssız dolaşırım
Nefes olur kuşlar bana aysın gözüm kamaşırım
Ovaların serin yeli çınarların gölgesinde
Billur suyun ar çeşmesi dolsun gönül hevesinde
Derin uyku kaplıyor kamaşan gözlerimi
Çile yükü altında bakışlarından yorgun
Uykusuz rüzgârlarım dövmeyin dizlerimi
Ekileyim toprağa yakışlarından sürgün.
Kurnaların derdiyle dolup taşıp akayım
Yasaklı meyvenin tatlı hoşluğu
İştahlı ısırık katılmaz katık
Fani âdemoğlu zevk sarhoşluğu
Elemli közlerin külleri yitik
Zillerini çalsan koşsam aldansam
Savrulduk rüzgârda tohumlar gibi
Sineye ayrılık hasretlik düştü
Çimlenerek nefes güllerde nebi
Şerbetlendik içtik dilimiz şaştı
Özgürlük ruhunu aşklara eksen
Etme eyleme dille nazar
Zaman geçiyor azar azar
El oğlu uzay ayda gezer
Gam tutmuş ozan şiir yazar
Çalış doldur boş kavuğunu
Her yiğidin harcı mıdır sevgi dolu şiirler yazmak?
Aşkın kitabından okumak
Taşır mı kalp, düşer mi yorgun?
Yüreğinde soğuk saplı hançeri
Yudum, yudum sancılarından tatmak
Gönül ister ki göğüs germek
Baksam yücelerden aşkı nar ile
Güzler seni söyler yel seni söyler
Yangın gönüllere yağsam kar ile
Buzlar seni söyler sel seni söyler
Ne mümkün hatırlamamak an-ı
Bir kalp yangını başlangıcıydı gün
Sabun kokulu nakış örgü saçların
Düşürmüştü ruhumun kanadına
Geçiyordum eşiği kapınızdan.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!