Kutlu ocağın şanlı ordusu
Selam durmuşlar hilal bayrağa
O bayrak ki!
rengi al kırmızı
Göklerin incisi parlayan yıldızı
Göçerse bir ozan yalan dünyadan
Şiir kovasına tası bananı
Hoşnut olmayarak kalan dünyadan
Yasını tutanı duyup ananı
Dostun bahçesine suyun dökeyim
Pencerende gül açmış mor sümbüller dağın mı?
Buhurdan mı mürden mi hoş kokular yayarsın
Rengin sarmış tülleri sarmaşıklar bağın mı?
Karadutun üzümü salkımları ayarsın.
Ne olur sarsan tenim titriyor üşüyorum
Kızardığında vakit, solacaksın gül yüzlüm
Kaybolacak izleri, kapanacak gözlerin
Dilim dilim şiirim, mülakatım son sözlüm
Yağıp (y)akacak son kez; aşk kokacak özlerin.
Boz kayalar başında; el yazmalım aktaş var
Gurbeti zamanlara özlemi yola sordum
Kaçınmaz duasından masumların ahından
Karanlığı yıldıza sabahı aya kurdum
Boyun büktü talihe tahtı göçük şahından
Gurbeti zamanlara közlendim suya durdum.
Uçurumdur gözlerin manzarası seyirlik
Lal ü gevherinde yâr ezberinde bin sanat
Düşürüyor nazları gül yarası şairlik
Müjgânı hilalinden oklarını fırlat at
aşk makamın kurasıyım
dar-ı cemin pişir beni
alın yazın turasıyım
göklerine düşür beni
bulutlardan suyum aksın
Ey gizemli nehir!
Nasıl da güzeldir salınışın akışın
Kucaklarken sımsıcak sararken bal yüzün
Nice gözler kamaştırır
Işıltılı yakamozlardır bakışın.
Ulu ozanların türküsü kaldı
Anadolu’m sevgi geçilir mi ki
Nakış-ı oyası öyküsü baldı
Tatlı can yakarak göçülür mü ki
Temmuzun güneşi mahşer sıcağı
Ayrılığın limanından zamansız yolculuğa
Sevda yüklü yüreğim ah… Bilseydin eğer
Hoşça kal demeden çıkar mıydın ne fayda
Yüreğin (y)arasından bırakmışsın not
Delice seviyorum diye yazmışsın meğer
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!