Tutuşan kalbime nedir ki çare
Sevda çöllerine salan nazlı yar
Şifasız bir derttir açtığın yara
Ellerine kına yak da öyle git
Döndür gözlerini bak da öyle git
ne bir kuş var gökte ne de bir turna
yalnız ovaların tatlı durgun gölüne
çoktan batmış güneş erkenden
görmez gözü gecenin
koynunda beslediği ne de,
bir yıldız izi var.
Garip ellere yazılmış ömrüm örmüş ağlarını düşürülmüş aşk
Hükümlüsüyüm zindanlarına müebbet
Mekân kurduğum narına yâr olduğum düşlerimin kan uykusu
Kaynat göklerinden boşalsın bulut
Ekmeğim katığım nefesim...
İçtiğim su.
Sessiz devrimler yaşatır aşk
Dinliyorum gümbürtüsünü davulların
Susturamıyorum çarpıntısını kalbimin
Ruhumun yükselişi kanatlarında
Irağına yolculuk uçsuz ovaların
Ne hoştur ah bilsen aşk.
Gelir mi saza söze hasbihalimizden
Unutulmaz destansı güzelliğiniz
Çatlardı aynalar boydan boya tutku dolu saatler
Yelkovanla yarışırdık rüzgârlarıyla
Kuğu gibi süzülüp dansa durarak
Uçardık kanat takıp mavi ufuklarında
Didarı hak ile baktım okudum
Başım eğdim yâre okşasın diller
Kurdum tezgâhımı kendim dokudum
Giyinmiş kuşanmış saymasın eller
Aşığa hükümsüz atılır taşlar
Nazlanır dilberim güzelim diye
Sürmeli gözlerin özüme sunmaz
Kurumuş güllerin sızlanır niye
Kabarmış kebirin musallan yunmaz.
Aslı için kerem divane olmuş
İnanırım kendime tanırım varlığımı
Etten kemikten nasip zemzemleri suyunu
Tanrımdan dileğimdir gösterme darlığını
Cüzlerin görümlüğü izlemleri duyumu.
Karlar yağar başıma er gülleri sayarım
Solmuş kurumuş bütün yaprakların
Sanki bir güz çiçeği gibisin
Açmışsın… Sert rüzgarlara inat
Yaşama tutunarak yolum gözler gibisin
Sevgi dili aşkla harmanlanır
Mayalanır onurla sürülür fırına
Özüyle hasıyla ne ala
Pişmiş aş mide ağrıtmaz derler
İnce bir çizgi bıçak sırtı sırattır
Şairliğimden ileri...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!