Ben senin acını sevdim.
Kimliğinin ötekilestirilmisliginin altında çektiğin eziyeti
Dilinin artık anlatamayisini seni
Öfkeyle anlattığın Silvan yangınlarını
Her seye rağmen benimkinden güzel gelen çocukluğunu
Erken yaşta büyümek zorunda olmanı
Ne güzel çocuktun
Coğrafya kaderdirin en güzel kanıtıydın çocuk
Silvanın bilmediğim bir sokağındaydı evi
Neden bilmiyordum o da ayrı bir hikaye
Mevzu Silvanlı sevdiğimin çocukluğu...
Evlerinin karşısı tugaydı.
Tanrı hiç bu kadar sessiz kalmamıştı.
Bu sessizlik hayra alamet değil dedi insanoğlu ve devam etti.
Ey Tanrı Musa seni görmek istediğinde neden susmadın?
Mürekkebe ilk değdiğimde aktı hicran
Hangi coğrafyadaydım artık
Ağaran saçlarımı talan ettiğin
Avaz avaz sustum dil teğet geçmişti beni
Alkolün soğuk yüzünden ödünç aldım sözcükleri
Sarhoşluğumu salikliğe yorsunlar diye
İnsan bazen saçma şeylere vurulur.
Adamin sakalına vurulur.
Sol elini kullanisina vurulur.
Vurulmak istiyorsa insan bu kadar küçük şeylerden vurulur
.Sanırim bu son yazım O'na.
Yeri olmayan insanlar nereye gider bilmiyorm.
Kapı ve pencerelerinin alkole açıldığı bir evdi yaşadıkları.
Ne kadın adamı anlıyordu bu evde ne adam kadını.
Hayatın boşa harcandığı bir memuriyet gibiydi onlarınki.
İçlerinden konuşarak geçirirlerdi saatleri, günleri.
Diğer odadan saat başı çalan alarm ve bardağa doldurulan rakıydı tek konuşanlar.
Anason kokusuna sigara dumanı eklemekti uğraşları.
Tanrım
Yutkunarak okuyorum şiirlerini
Kadim alışkanlığımin
Duman duman dağılıyorum
Suratıma çarpıyor buz gibi kimsesizlik
Sonra en temizinden anksiyete
On dört gece oldu boynuna yandigimin dünyasında yiteli
On dört gece
Dört hece
Geceler heceleri saymakla geçti
İhanet hırka yapilip
Kapindan her geçişinde giyilir miydi
Kınalı saçlarından tut beni
Mardin seninle şen ola
Sessizliğimize laf gelmesin
Haktır susarak konuşmak bize
Acı gözden de akar
Sen kollarını aç
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!