Gülüşlerini masada bırakır
Hesabı öder öyle kalkardı.
Şefkatli orospuları severdi.
Kadın kendi zindanında
Dünyada zeytin ağacı varsa umut vardır dedi kadın.
Susmak umuttur susturana dedi adam. Birbirleriyle kaçıncı vedalaşmadaydılar.
İki sesli harfin yanyana gelme ihtimali kadardı bir araya gelme ihtimallleri.
Vakitsiz zamanlara manasız renkler sığdırıyorum bu bahar
Ve bir mevsim değildi artık bahar
Suskunluğumun da sahibiydi
Tarif et beni tanrım
Nevizade'de turistlere havyar paketleyen adamı izliyordum.
Hangisini istersen diyordu karşısındaki anlıyormuş gibi.
Hangisini istersem.
Kendime yordum.
Yokuşu inerken istediğin meyhanede iç.
Beyoğlu, Karakõy hepsi senin.
İstanbul gibiyim bu gece
Oradan oraya koşuşturan insanlar var içimde
Telaşlı, bıkmış, asabi insanlar
Farları belleğimi aydınlatmaya yetmeyen arabalar...
Minibüsler geçiyor içimden kalabalık
Kıymetli onca zamana inat her durakta duruyorlar
Bahar geldiğinde başlamıştın asabileşmeye
İnsan mevsimlere aldanır,bahara bari yenik düşerdi
Neye kimeydibu kadar öfken
İçini daraltan lanet şey ne işe geride bırakamiyordun
Kalabalıktan kaçıyor, yalnızlıktan sıkılıyordun
Ben ise sende deniz yolculuğunda olan bir yolcuydum.
Sana dair birşey dedi
Aldığı bendim aslında
Bir anahtar verdi bana
Sana dair birşey mi dedim
Öyle düşünecek kadar kaldiysam evet dedi
Onun aldığı ben benim aldığım oydu aslında
Palmiyelerini hüzün salladı kentimin
Begonvillerinin boynu bükük
Yer değil kalp sarsıntısıydı yaşadığım
Onlar göçük altında kaldı
Bense acının ve kaybetme korkusunun altında...
Birlikte olmadıkları cok sabaha uyandılar
Bu kadin icin cok şeyken adam için hicbirseydi
Dolunaya feda etmislerdi kaderlerini
Bir de filtresiz küfre.
Adamın icindekiler ağzından çıkandan daha büyüktü.
Düşüstü düştü kadın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!