Müntehir Uyar Şiirleri - Şair Müntehir Uyar

Müntehir Uyar

Bu nefis ki kapına sayısiz gelmis idi
Günlerce de intizar etmiş idi
Masivayı bırakıp sana gelmiş idi
Şefaat etmedin Habibine.


Devamını Oku
Müntehir Uyar

Gönül kapın açılmaz oldu yâre
Kolum,kanadım,gönlüm kırık hazırım girmeye
Dilim laldir gönlüm garib
Ne derdimi anlatırım bilip
Asude zamanımız olmadı sayemde ve sayende
Lakin munsarif olmak yakismazdi bize

Devamını Oku
Müntehir Uyar

Ketumum,ahrazim
Konuşmamak adına yazılmış tüm sifatlarim
Bir tek ellerim değildi buz kesen
Dilimde zemheriydi.
Benimki korku,gelecekten kaçış
Benimki seni benden kurtarış

Devamını Oku
Müntehir Uyar


Ülkemin en batısından doğusuna giderken gördüğüm çırılçıplak dağlar
Yeşil ve maviden yoksun kentler
Alabildiğine uzanan sarı
Zılgıt çeken kadınlar
Aynı topraklarda uzaktan seyredekaldığım medeniyet

Devamını Oku
Müntehir Uyar

Ağustos ayının kavurucu sıcağında on bir yıldır da İstanbul da olmama rağmen ilk defa çıkmıştım Çamlıca ya. Sevmememe rağmen kağıt bardakta iki çay aldım. Yüksek sesle konuşan insanlardan uzak kalacağım bir yer bulmaya çalıştım İstanbul da olduğumu unutarak. Buradan İstanbul u seyretmek alakasız iki yolun kesişmesi gibiydi onca yıl sonra. Uzun uzun seyrettim İstanbulu. İkinci çayımla vedalaşma sırası geldi ve başladım yürümeye. Biraz yürüdükten sonra bir çam ağacı gördüm. Babaannemin evinin önündeki çam ağacı aklıma geldi. Akmasına elimi sürdüm sonunda olacakları bildiğim halde. Güldüm kendi kendime. Gördüğüm en küçük camiydi girdiğim. Ellerimi yıkadım geçmeyeceğini bilerek. Yolu bilmeden sağ sol nereye çekerse o sokaktan indim aşağıya. Kadıköy minibüsüne bindim. İstikamet Adile Sultan Kasrı. Oraya da ilk gidişimdi.Kasrın merdivenlerini karşıdan gören uzun bir masa vardı oraya oturdum yine iki bardak,, ama bu defa cam bardakta,, çay alarak. Habbsm Sınıfı nın replikleri geçti bir bir aklımdan. Uzun bir seyirden sonra ikinci çayımla vrdaşıp masadan kalktım. Kastın arkasından yürümeye başladım. Burası sanki bambaşka bir dünyaydı.Neresi olduğunu bilmediğim yerin duvarına sekiz tane kedi uzanmış kendilerini çam ağaçlarının gölgesine bırskmışlardı. Fotoğraflarını çekmeyi düşünürken arkadaki pencerede tek eliyle tuttuğu çaydanlığı diğer eliyle destekleyerek çay doldurmaya çalışan yaşlı bir kadın  gördüm. Onu izlerken bir an göz göze geldik. Gelin çay içelim dedi. Şaşırdım.Orası neresiydi kadın kimdi niye birden oradan gidememiştim. Tabelayı gördüm.......... Huzurevi.Duymazlıktan görmezlikten gelemedim. Ayaklarım bir şekilde içeriye çekildi. Uzunca bir balkonu vardı.Yuvarlak küçük bir masa, üç sandalye. Aralıklı konmuş çiçek saksıları. Duvarlar sanırım orda kalanların yaptığı el işleriyle süslenmiş ti.

Devamını Oku
Müntehir Uyar

Yuzduremedin denizin mavisinde gönlümü
Karada da eyleyemedin
Buzuldu hayatın görünen, görünmeyen
Bilmem kaç milyar yıldır aynı erk
Soğuk, puslu başlangıçlar
Ardından alev, ateş, yangınlar

Devamını Oku
Müntehir Uyar

Tanrı kadını Smyrna da erkeği Mezopotamya da doğurur
Ve savurur yasak sevişmelerin meyvelerini Konstantinopolis'e
Sam'in Zâl'ı Elburz Dağı'na bırakışıı gibi.
Burda başlar erkekle kadının hikayesi.
Gizli bir mabed inşaa ederler Mısır ı kıskandıracak
Birbirlerinden habersiz, kadın saçlarında , erkek sakallarinda saklar tanrıya olan nefretlerini.

Devamını Oku
Müntehir Uyar

Her köşe başındaki yasemin kokusunu
Eve varışınının son donemecindeki igde kokusu bozuyor
Kokular birbirine karışıyor
Eve varınca bu kokuların yerini
Anasonla tütün alıyor
Bırakmıyor yakanı evden uzaklaşmanı sağlayan leylak kokusu

Devamını Oku
Müntehir Uyar

En büyük ahiret sorusu
Zorun adı neydi?
Cehenneme giden yolda.
Tanrı herkesi kutsamıyordu.
Renklerin orta yerinde
Siyah beyaz kalıyordu analar.

Devamını Oku