Müjgan Kızıleniş Şiirleri - Şair Müjgan ...

Müjgan Kızıleniş

son ışıklarında şehrin
güneşe acele et dedim.
bakışlarım ürkek,
aç kalmış bir serçenin telaşı üzerimde
konuyorum gözlerinin orta yerine
kıpırtısız...donuk...

Devamını Oku
Müjgan Kızıleniş

çokluğun değil ki istediğim
bir boşluk vardı nedenini bilmediğim.
bir ışık dokundu, hissettim seni,
belki de tanımak için kaybettiğim beni
araladım perdemi,anladım nihayetinde
birazcık lazımsın bana.

Devamını Oku
Müjgan Kızıleniş

geçkin bir sopranonun sesi var kulaklarımda,
''aşka aşığım ben'' diyor.
avuçları yanana dek alkışlıyorlar;
hallerine ağlıyorum.
geçkin bir sopranonun sesi var kulaklarımda,
''aşka aşığım ben'' diyor.

Devamını Oku
Müjgan Kızıleniş

hep ilkin gözlerin gelir aklıma
gözlerinin gözlerime ilk konukluğu gelir.
ardından;
asık suratlı sataşmaların,
çözemediğim sen gelir.
kendinle olan kavgalarında,

Devamını Oku
Müjgan Kızıleniş

yalan dünya deme hiç.
herşey apaçık ortada.
sağır olma,
dilsiz olma,
kör olma.
her ne kadar bağlasalar da gözlerini

Devamını Oku
Müjgan Kızıleniş

kadın var
doğurur
besler
büyütür
kadın var
hem anadır

Devamını Oku
Müjgan Kızıleniş

bitmez sandıklarımız da biter birgün.
demiştim sana...
incinmiş,kırılmıştın.
''hayır..hep böyle sürecek,
sürmeli''demen yanılgıydı...
koca bir yanılgı...

Devamını Oku
Müjgan Kızıleniş

Gözlerim dalgasına kapılmış denizin ve bir çift ela göz bakıyor gözlerime; bir gül yüzün tebessümüne dalmışım.Birkaç küçük dalga arayla köpükleniyor kıyı.Dalmışım...Gecesi başka, sabahı başka güzel şu sahilin diyorum kendi kendime, oturuyorum kumların serinliğine.

Her ne kadar ''beni düşünme, ben iyiyim tatilin içine sinsin anneciğim'' desen de olmuyor işte.İşi, gücü, telaşı herşeyi bıraktım geride,seni bırakamadım; getirdim yanımda.''Şöyle uzan kumların üzerine,yıldızların altında,benim için bir bira fazla iç'' dedin; içtim de ama olmadı yine de...Olmadı işte...Sindiremiyorum içime yokluğunu...Bak çocuklar erkenden gelmişler kumdan kaleler yapıyorlar sahilde...Sen ne güzel anlaşırdın onlarla şimdi burada olsaydın; minik kovalarına kum doldururdun, minik kürekleriyle.Peşinden ayrılmazlardı,herbirini kucaklar suya atardın,korkmazlardı.Nasıl mutlu ederdin onları.

Kulağımda, deli deli gidip gelen arşe ağlatıyor kemanı... Duyuyor musun...Duyuyor musun bu sabah senin için dinliyorum senin duymak isteyip de duyamadıklarını.Bu sabah bir başkayım, çünkü bu sabah senin olmayı en çok istediğin yerdeyim ve sen yoksun.Yazdığın mektuplar ne güzel.Nasıl da sen kokuyorlar.Yanıbaşımda götürüyorum heryere,açıp okuyorum arada bir.Kokluyorum.Dün gece kollarımı başımın altına koyup uzandım kumların üzerine,yıldızları seyrettim.Son mektubunda yazdıklarını düşündüm...Hatırlar mısın ''bir zamanlar bu memlekette paran varsa varsın, yoksa adam değilsin'' derdin.''İnsanlara duygularından bahsettin mi seni önemsemezler'' derdin.Arada bir tartışırdık bu konuları, hatta kırılırdık da birbirimize.Sana yaşayacak ve öğreneceksin demem bu yüzdendi.Şimdi o iki düşünce de değişti gözünde biliyorum; yazdıklarından açıkça anlaşılıyor.Kanatlarının daha da büyüyüp daha da güçlendiğini görebiliyorum.Farkındalığının da arttığını gördüğüm gibi.Seninle gurur duyuyorum.

Devamını Oku
Müjgan Kızıleniş

birşeyler terkettiğinde
en sevdiğin çiçek solar gider pencerede.
sonbahar geliverir ömre.
dalda kalan son yapraktadır gözü rüzgarın.
ellleriyse bedeninde.

Devamını Oku
Müjgan Kızıleniş

güzel gönlüm benim.
nasıl da kandın hemen bahara;
şu yalan bahara.
iki kuş cıvıltısı duydun ya..
mest oldun.
kızamıyorum ki.

Devamını Oku