bilinmeyen bir şehrin
bilinmeyen adresinde
bir ses
bir şiirle kapımı çalsa
aynı yürek
aynı düş
düşlemek güzel şey
gönlündeki sırça köşke
kaçmak göçmek güzel şey
cehennemin dibine inip
bulmak kendini
özgür olmak güzel
tüm bunları senden öğrendim...
yani,
ne kadar güzel şeyler
ne kadar haklı şeyler istediğimi.
ve öylesine yakıştırdım ki kendime
taştım...taştım...
sevgili Hazare
çok aradım senden bir iz ama
çocukluğumuz kaybolmuş kirlenmiş bu sokaklar.
oturduğunuz ev harabolmuş
hatırlıyorum az biraz
zaten zor duruyordu ayakta.
bemol hüzündü bana
diyezin sıcaklığını severdim
her este susup
yumardım gözlerimi
esi dinlerdim
ritmin uymadığında ayaklarıma
kırçiçeklerini severim ben,
ne zaman ki yitirmek üzereyim
güzelliklere umudumu,
birden ilişiverirler gözüme
zamanlamalarını severim.
en çok da renklerini.
kah bir başına
kah kalabalıkta geçip gidiyordu.
yüksekçe bir dağa tırmanırdı
ya da ulu bir ağacın dallarından
en uçtaki yaprağa ulaşırdı.
ve oradan bırakırdı kendini
gazoz kapaklarından para yapan küçük kız
pırlanta yüzüğümü atsam denize
beni de alır mısın oyununuza.
iki çubukla, bezden bebekler yaparım size.
diz üstünde top sektiririm.
öptüm geceyi alnından
neden dedi
seni sevdim dedim.
tuttu gece ellerimden
gel dedi
nasıl da doluyorsun içime
kırmızı şarap burukluğunla gece...
bilmezsin sen;
çaldığım hiçbir kapıyı sen gibi açan olmadı
bak deli çanların ıssızlığımda yine.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!