Alışır bilirim zamanla insan denen şu aşağılık yaratık herşeye
Yapışır yakasına hayatın dört elle kimse gitmez ölüme güle güle
Şimdiye kadar ölmediğime göre alışıyorum yokluğuna belki de
Eskiye göre daha az kanıyor yaram hiç kabuk tutmayacak olsa bile
Ağır bir duman kokusu yakıyor genzimi ne zaman dönüp baksam geçmişe
Garip çok garip ben bitti dedikçe kalp yeniden başlıyor hayata inadına bir aşkla
İçip içip kendine çarpan bi sarhoş gibi sanki hep sonradan geliyor aklı başına
Zehir zemberek sözlerle sövüyor aşka her gece bin tövbe edip bozuyor sabahına
Eminim iyi bir sebebin vardır tüm bunlara dediğimde seni gösteriyor hep bana
Meyillidir kalp acıya zaten bildim bileli üstüne üstüne yürür hep gözü kara
Peşimden gelmesin söyle nolur artık sürmesin izimi o laf anlamaz yokluğun
Elimden de bir şey gelmez ki o koca dev bense karşısında küçücük bir çocuğum
Lafımı bölen sen değilsin ki artık ne hükmü var konuştuğum yada sustuğumun
İçimden bir şehir topyekün göç etti sanki bomboş kaldım o kadar büyük boşluğun
Nasıl bir afetse artık bu gidişin bitmek bilmiyor içimde yangınlar depremler
Hiç bir şey söylemeden git bırak öylece kalayım düştüğüm yerde
Al geri tüm verdiklerini çokta bir şey vermedin ki zaten öyle
Yok bu kez geri dönüşü hoş dönsen de ben yokum bıraktığın yerde
Var git sen yoluna ben kalkamam artık ayağa hal kalmadı bende
Akbabalar gibi acılar üşüşür hemen gelir konar kalbime
Bana bundan hiç bahsetmemiştin ama hala unutamadıkların varmış senin
Ağzından kaçırmasan yine bilmeyecektim bu muydu içini kemiren gizin
Ne yapacaksan yap artık sen bilirsin önüne duracak değilim ki kimsenin
Uzadıkça daha da zorlaşacak her şey ne diyeyim kalp sevenin yol gidenin
Yolun açık olsun demekten başka bir şey gelmez benim de elimden artık anla
Bunca zaman sonra gittin yaa sen şimdi kimbilir her gece kaç kere ölünür
Onca hatıra baş ucumda sayıklarken seni uykular kaç senle bölünür
Sormayın artık onu bana dedikçe sorarlar hep kalp hasretine bürünür
Ondan sonra ben bi divane nereye baksam her şey sen suretinde görünür
Bak bu sabahta yapayalnız uyandım yine tek başıma yaptım kahvaltımı
Seneler sonra yıllar beyazları armağan ettiğinde bile saçlarına
Uzun uzun yollar başka başka yüzler girmiş olsa bile senle aramıza
Dünümde bugünümde nasıl sen varsan yarın da sen olacaksın hayatımda
Eşine az rastlanır kahramanlar vardır yaa baş kahraman sensin bu masalda
Geçip gitsin bırak yıllar öylece bir mum daha ekleriz pastana en fazla
Hiç değilse bir kez olsun az da olsa güzel bir şeyler olsun benim de hayatımda
Onca işin derdin arasında bir gülümseme mesela yayılan ömrümün tamamına
Şans denilen bir şey varsa çıkıp gelsin bulsun beni de yeter artık bekledim fazlasıyla
Geciktim zaten yeterince sevdaya yetişir miyim mutlu sonlara dediğim bir anda
Elinle koymuş gibi bulup çıkardın beni içimdeki dipsiz kör karanlık kuyulardan
Buralar soğuk hala ama üşüten yağmur mu yoksa oluk oluk içime dökülen yokluğun mu bilemedim
El açıp oturdum kaç gece yalvardım yakardım tanrıma çıkmayayım sabaha diye ama yine ölemedim
Rivayet odur ki hiç ısınamamışsın sende benden sonra oralara artık ne kadarı doğru bilemedim
Rahat bir uyku yüzü göremedim ama ben senden sonra güzel bir sabaha uyanıp bir günaydın diyemedim
İçimde bir çocuk bekler durur hala döneceksin diye umutla yapamadım temelli gitti o diyemedim
Yaralarım kabuk bağlamazken nasıl dilin varıyor senin bıçaktan keskin o sözlere
Alınırım kırılırım tabii ben de taş değil bir kalp taşıyorum en nihayetinde
Faydası olur mu dersin geç kalınmış özürlerin gönlüm her yerinden kırılmış bir kere
El oğlu da değilsin ki üstelik can bildiğimsin belki en çok o koyuyor içten içe
Sevseydi bu kadar kanatmazdı diyorum ama yine de aşığım dikenlerine bile




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!