Masamın en sessiz yerinde duruyorsun,
zamana meydan okuyan o ince kâğıtta.
Gözlerin hâlâ aynı bakıyor,
ama ben artık o bakışların
yüzünü döndüğü adam değilim.
Bir zamanlar gülüşümde sen vardın,
Adını anarken titrerdi içim.
Şimdi sensiz geçen her dakikada
Kendi içime gömülürüm sessizce.
Gece olur, uykum kaçmaz artık,
Bir zamanlar içimi ısıtan sendin
Şimdi adını anınca bile titremiyorum
Gözlerin bir yurt gibiydi bana
Artık gurbete dönüştü bakışların
Ben mi değiştim, sen mi eksildin
Evde her şey yerli yerinde,
Ama bir sandalye fazla duruyor masada.
İnsan bazen
Bir eksikliği,
En çok fazlalıklarda fark ediyor…
Bir tek ben kaldım,
Gidenlerin ayak sesleri hâlâ kulaklarımda…
Kapılar çarpıldı, pencereler suskun,
Ve ben hâlâ içimde birini bekliyorum.
Bir zamanlar doluydu bu ev,
herkes geçti içimden
adını bile hatırlamadığım yüzler
bir geldi, bir gitti
bir gülümsedi, bir sustu
ama sen…
sen hiç gitmedin
bir yerde dövdüler beni / tam hatırlamıyorum
galiba karanlık bir sokaktı / ya da içim kararmıştı önce
sigaramı yarıda bırakmıştım / sesim çatallaşmıştı
gömleğim inceydi / kalbimse biraz kalın
üç kişi miydiler beş mi / sustalı mıydı elleri
Bitti bu şiir…
Kelimeler, senin adını taşıyamayacak kadar yorgun artık.
Her mısra, sessizliğine çarparak geri dönüyor bana.
Bitti…
Devamı, aynı geceyi tekrar tekrar anlatmaktan ibaret.
Bir zamanlar senle taşan kalbim
Şimdi bomboş, ıssız bir yer
Ne sevda geçiyor içinden artık
Ne de kırgınlık, ne de bekleyişler
Gidişin yankılanmıyor duvarlarımda
bu sen misin
göz göze gelince sustuğum
adını her duyduğumda
göğsümde bir sızıyla durduğum
bu sen misin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!