Bütün kelimelerimi yanına taşıdım,
harflerin gölgeleri bile sana bakıyordu.
Her hecede biraz titredim,
her nefeste sana yaklaşmak istedim.
Sen,
kulaklarında başka rüzgârların uğultusunu taşıdın.
Ben her şeyi seninle hayal ettim,
Geleceği, bir evi, bir gülüşü…
Sen ise, beni hiç bilemedin.
Adımı duydun belki, ama yüreğimi hiç okumadın.
Bir seni sevdim,
Sen hiç benim olmadın,
Ama ben seni hep kendimden saydım.
Bir ismin vardı dudaklarımda,
Ama o isim hiçbir zaman bana bakmadı.
Herkes geçerken kalbimden,
beni sevme…
çünkü severken mahvederim kendimi
her bakışında biraz daha kaybolurum
ve sen farkında bile olmadan
ben gözlerinden düşerim usulca
Beni sevmeyişine alışamadım, Senyorita…
yağmurlu bir akşamüstü, Kordon boyu kadar ıslak
bir söz gibi duruyor boğazımda.
Sokak lambaları titriyor,
sigaram erken sönüyor,
rüzgâr, cebimdeki yarım mektubu karıştırıyor.
Bir gün gidersen benden önce
Yıkılmam sanma, taş kesilirim
Ama ağlamam, sessiz kalırım
Sadece kokunu saklarım yastığımda
Belki kıyamam seni toprağa vermeye
Günler, omuzlarımda taş gibi birikir,
geceler ise içime çöken en ağır gölge olur.
Nefes almak bazen bir alışkanlık gibi sürer,
ama her nefes, biraz daha eksiltir beni.
Kendime katlanmak,
Sen gittin…
Arkana bile bakmadan,
Ben bin parçayla kaldım yerimde,
Ve hiçbirini tutacak elim kalmamıştı artık.
Söylemedin bile “bitti” diye,
Gün, gri bir sessizlikle açıldı.
Pencere kenarında duran fincanda
soğumuş bir kahve,
masanın ucunda yarım kalmış bir cümle…
Her şey yerli yerinde,
yalnız sen yoksun.
"Gelmeyeceğini Bile Bile"
Gelmeyeceğini bile bile
her sabah seni bekliyorum,
eski bir alışkanlık değil bu,
bir umudun enkazında kalakalmışlığım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!