Bir yaprak kopar takvimden,
Bir mevsim daha göçer ömrün seyir defterinden.
Bir şarkı dolanır da diline,
Islık arasında zehir gibi yapışır dudaklarına.
Sonra uzun ve karanlık bir labirent yapışır ayaklarına,
Yapışırda okyanusun orta yerine sürükler seni.
Bu sabah geceden uyan güne.
Güneşi dâhi sen uyandır
Çocukluğunun bayram sevinçleri
yansısın içinden ufuklara.
Yansısın ki bayram sabahı sevinci sende,
Sen de yaşadıklarında anlam bulasın.
Bir çocuğun günler öncesinde
yüreğine ısmarladığı sabırsız ve heyecanlı bekleyiş,
Bir yaşlının yüreğinde biriktirip gözlerini pencereden yola,
kulağını kapı sesine ayarladığı,
İnsanların hatırlamışlığın ve hatırlanmışlığın yol kesişmesinde buluştuğu
Zamanın en kalabalık duraklarıdır bayramlar.
Sonra şehre bir mevsim gelir geceyarısında.
Bir perde yansır pencerelerden öte ruhlarda. Çocukluğa,çocuklara koşuşup durur tüm bekleyişler.
Bayramlık bir elbisenin şıklığı ve bayram sabahı sevinci düşer zihinlere,kalplere.
Limon kolonyasından rugan ayakkabılara,
Şeker ve çikolatadan bayram harçlıklarına kadar her şey film şeridi misali yansır bu perdeye.
Uykunun en tatlı yerinde yürümeyi yeni öğrenmiş bir çocuğun heyecanıyla koşup durur düşler.
Bugün bayram;
Sevdiklerimizi,
Yakınlarımızı en çok hatırlayıp hatırlandığımız gün.
Tüm güzel duygularımızı birer uçurtma yapıp gökyüzüne saldığımız,
Mutlu paylaşımların rüzgarıyla uçurtmamızı
uçurduğumuz gündür bugün.
Bazen kavuşmak bazen uzaklarda olmaktır bayram.
Bazen bir çocuğun heyecanı bazen bir yaşlının bilgeliği,
Bazen köy hayatı samimiyeti ve sıcaklığı,bazen şehir hayatı soğukluğu ve yapaylığı.
Bazen sokakların,caddelerin tenhalığı bazen tatil yeri kalabalıklığı.
Bazen bulutlara yükselen sevinç çığlığı, bazen de derinlerde duyulan bir özlem.
Bazen gökyüzünde bir kırlangıç sürüsü kalabalığı bazen huzurevine bırakılmışlığın yalnızlığı.
Bazen sessizliktir en büyük haykırış, bazen de gecenin karanlığıdır en aydınlık zaman.
Bazen kalabalıktır en büyük tenhalık,bazen de yalnızlıktır en kalabalık hâlin.
Bazen gitmektir en anlamlı yolculuk,bazen de boş yaşadıklarından kopuştur kendine en güzel varış.
Bazen kendinle yaptığın harptir en zamansız mağlubiyet,bazen de onurlu bir yenilgidir en anlamlı zafer.
Bazen yarınsız ve umutsuz yaşamaktır en büyük ölüm,bazen de küçücük bir umut ışıltısıdır en parlak yıldız...
Ellerimiz, yüreğimizin haritası,
Gözlerimiz, düşüncelerimizin habercisi,
Dilimiz , sustuklarımızın ve haykırışlarımızın sözcüsü,
Yüzümüz, yaşamışlığımızın aynası,
Ayaklarımız, içimizdeki ve dışımızdaki yüklerimizin taşıyıcısı.
Kalbimiz; bütün savaşlarımızın, kavgalarımızın ve barışmalarımızın
Bekle beni sevgilim,
Yüreğindeki ışıkları hiç söndürme,
Kavuşabilme sevincine kapatma kapılarını,
Her gün sabahın ilk ışıklarıyla
seher yeli olup çık
O bulutsuz,
Son kuşlar da sofradan kalkıp
Hayatın kırıntılarını kanatlarında taşıyınca,
Şafak vakti tan yeri kızıl bir güneş doğuracak.
Ben de bütün harabe seferlerimi sırtıma alıp
Gölgemi bile cebime koyup
Sürgülü kapıları ardıma bırakarak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!