Sen bir kır çiçegisin Torosların eteklerinde,
Sen bir kardelensin Palandöken'in zirvesinde,
Sen bir yediverensin İstanbul'un yedi tepesinde,
Ve..Sen bir mor menekşesin yüreğimin en ucra köşesinde...
..
Dur bre şimdi değil gitmek için çok erken
Ki mor ilahilerin kandilini yakmadım
Ayaklarım sırtımda öyle sana koşarken
Öyle bir eğildim ki daha doğrulamadım
Mütebessim şarkılar kıvranırken dilimde
Notasız bir besteyim her söze uyamadım
..
Tıpkı bahar gibi,
Buluşuyor toprak,su,güneş.
İki kuru dal üzerinde,
Açan Mor Manolya gibi.
Sadece kuru dal değil.
Bakmayı bilirsen.
..
Dün g e c e sevgilimle seviştik
Dudak dudağa ten tene yapıştık
Arzularımız v o l k a n gibi hardı
Herşey o kısacık bir an i ç i n d i.
S o h b e t e daldık göz göze
Arzuların m o l a verdiği anda
..
ölümünün ardından sessizleşti Mor Peçete meyhanesi
o grup da öylesine çekip gitti
işler kötüleşti
bir ben gelir oldum meyhaneye her gece
bir de gül satan Edremit li Hatice
bir gün tam hüzün kaplıyacakken Mor Peçete meyhanesini
..
(mor bir yıldırım düştü 2)
Kara önlükler giydirme bedenime,
ırmak renginde olsun elbisem,
Rengini ben seçeyim,
olsun isterse en kötüsünden,
söz benim,
..
Aşk mı beni tutsak alandı, ben mi aşka tutsak olandım bilemedim...
Yoruldu Mısır firavunları, taş kesildi Çin ordusu, yıkıldı Babil Kulesi, yandı İskenderiye Kütüphanesi, battı Atlantis, bir tek AŞK başardı yaşamayı. AŞK'ı yüreğinde taşıyabilene ne mutlu ki dünya yıkılsa da onu sımsıkı tutuyor avuçlarında, gözlerinde, gülüşünde, yüreğinde, sözcüklerinde.
Tutsak bir sevgi değildir aşk ve özgürlüğü yoktur, sen özgür olmak istedikçe uzayacaktır yolları sevmelerin ve kabuk değiştirecektir. Fakat aşk kendi içinde bitmeyecek ve sonsuz olacaktır... Sen olmayacaksın belki o aşkın içinde o kadar fakat AŞK her daim var olacaktır mor sardunyaların kokusunda ve sevginin gülüşünde...
..
Daha karşıdan gelirken endamın sarsıyor can yerlerimi
Arşa eriyor sevincim, mutluluktan uçuyorum kuşlar gibi
Kızıl akşamlar, mor geceler, pembe şafaklar bahtıma
Yitiriyor bütün anlamsızlıklar, dünyamdaki varlığını.
..
İçim parçalanıyor seni böyle görünce
Gülmüyor yüzün, çiğ düşmüş gözlerine
Mor renkleri andırıyor yanaklarındaki keder
Dayanılmaz, ağlayacağım gül renginde.
..
Bak sevgili, mor gece bekliyor açmışta nevresimini
Yüz milyonlarca yıldızlı konaklama amade aşkımıza
O ince belini heyecanla sarmaya hasret şu kollarım
Pembe safağı, ıslak nefesimizin tenimizdeki çiğlerine.
..
Huzuruna üç çiçekle gelmişim...
Biri beyaz biri pembe,biri mor
Huzuruna üç gerçekle gelmişim..
Biri normal,biri kolay,biri zor...
..
Kalbimin zümrüt tepelerine köşkler yaptım sırma
Gümüşten tepside, altın tasta aşklar sana amade
Yolları kıvrım kıvrım, çicekli, yem - yeşil patikalar
Gecesi mor, safağı pembe, perili düşler cenneti.
İklimler gökkusağı rengi, mevsimler bir, ne ahenkli
Serenadlar söylenir bitince hüzzam ve hicaz makamı
..
Öpseydim, boynundan aşağı ağır ağır sarkan saçlarını..
İşitemezken naif bedenini, küfürler ettiğim bacak arası kadar uzak..
Bir sahilin kumandası elimizde, mor kasaba mı dersin?
Yoksa çığlık mı, bak ikisi de bizimle biraz daha kırılgan..
..
Şubat sonu, ay dolunayken..........................Mart gelecek ya,,,,,,,,,,,,,, Çuhalanacak ya gönlüm.................................Sarı mor beyaz kırmızı pembe kavuniçi örcem ya seni martı martı martdan içime...................................................velhasıl kelam................ yer.............. Doğuş Çiçeklik............. Gün pazar....................................... bi aç mışsın ki denemek için beni şubat da............. Her rengin var..........................Cahili cuhalası seçer çiçeklisini....................... Tomurcuklarını buldum ayırdım.............................Altı rengden üç takım.....................kucağımda................ Patron selamladı............ OOOO Hocam............. harmanına rastgeldin........................... Dedim.............. Yok yav............... hissettim de geldim........................Her rengin........... üç sıra........... kutuda........... elimde............ bağrımda..................... Rastgeldi Hatçe Kız..................Hoşgeldin hocam dedi hoşbeş, nerde dedi ablam...............................Aşkolsun............ bunlar ne deyince............ bulutlandı gözleri...............sıçradı boynuma.............. alnıma......................Martlar................. Çuha.m.................. Şimdi aydınlıkda..........................................Öyle güzeller................... öyle güzeller ki........................ Sorma..............................
..
Gün eriyor saadete, yarına yol alıyor umutla
Kehanete ne gerek, mevsimlere bir bak hele
Yol almaz mı sandın duyguyu, hazzı ugurunda
Kızıllık mor geceye gebe, pembe tende doğmaya.
..
Gögün mavisi hüzünlü, gri bulutlar örtmüş yüzünü
Kızıl akşamlar düşleyip süslenmeyin ey sevgililer.
Beklemeyin mor geceyi, venüsü, pembe şafakları
Ağıtlarınıza dokunmadan geçen gün mutlu sayılmaz.
..
Mor gecelerin lütfu o bakışların
Yad ediyor koyumavi karanlıklar adını
Sana en çok ta venüs aşkı için yaratılmış evren aşık
Kırıyor billur tasından ışığını şu aleme tadını.
..
İlkbahârın şânı olmuş erguvânın sevgisi
Mesteder hoş rengi mor sümbülle pür-nûr nergisi
Erguvânım aşk u sevdân mührüdür İstanbul’un
Âşığın bende’n olandır kalblerin en hâlisi
..
Gidiyorsun ya sevgili, hadi git.. ben seni ta..içimden uğurluyorum
Ama sanma yalnız gidiyorum, bil ki beni de alıp götürüyorsun ruhunla
Seninle kızıl aksamları iple çekerdik ya, mor gecelere el ele girmeye koşarken
Hiç bitmesin istediğimiz venüslü gecelerin, ağaran rengiydi pembe şafaklar.
..
Dağlar dağlar mor dağlar,
Bağrı ataş kor dağlar,
Çekilen acıları,
Bir de bahan sor dağlar.
..


