mutluluk güneşi doğdumu başına
karada ölüm yok artık sana
bırak güneş damlalarını saymayı
boşver dünyayı koy kendi akışına
uzakta esen rüzğârdan sana ne
pek çok şair-yazar
hoca tanıdım
onlarla dostluklar kurarak
feyz aldım
önce gökten bulutları indirip
ayrılık acısına hiç dayanamam
yalan söze de kanamam
sevgiden başkasını anlamam
senin sevgin yeter bana
gülden başka çiçek tanımam
yıldız parlıyor ışınğın kanı'nda
ısınır sevdiği dostu yanında
yaşanası bir dünya arar da
bulur onu kitaplarında
yeni kan düş tadı için
sekerek kısa kısa
adım atarak yürürsün
erkekleri görünce
gülüp göz süzersin
sen ne şeker şeysin
ömürsün
yüreğim sevgi dolu
duygu yüklü gemi alsam
uğradığım limanlarda
insanlara dağıtsam
yüreğim ışık dolu
herkes kendini akıllı sanır
dalgalı deniz
içindekileri dışarı vurur
şiddetli esen rüzgâr
beynini kavurur
gülerken karanlıktaki hüzün
caddeler bir insan seli
ak yürekleri kömür karası yüzleri
görürüz vardiye çıkışında işçileri
aradı gözlerim
ortadan geçen treni
hatırlayın sıcak odanızda
Şiir, kişinin iç dünyasındaki coşkunun, aşkın sevdanın ve tüm güzelliklerin sözle dışa yansımasıdır.Okuyana az sözle çok vermektir.daha başka bir deyişle, sözün yoğunlaşmasıdır diye düşünüyorum.
Bence şiir kısa ve öz olmalı ve fazlaca imge kullanmamalı diye düşünüyorum. Ben buna özen gösteririm.Pek çok şairin, şiirlerinde fazla imgeye boğlduklarını görüyor ve bunları okumuyorum. Okusam da şairin ne söylediğini anlayamıyorum.