Kıpır kıpır içim,
Çocuksu bir gülümseme suratımda,
Sanki aylardan temmuz değilmiş gibi,
Sanki yıldızlı gecelerde hüzün yokmuş gibi,
Sanki haylaz bir çocuk gibi,
Ben gibi,
Gökyüzü aynı,
Yıldızlar ve ay,
Buram buram toprak kokusu,
Zamana meydan okuyan kitabeler,
Dağlar, ovalar, vadiler, tepeler
Ve akasya ağaçlarının beyaz çiçekleri.
Açmış kollarını gökyüzüne,
Güneş altında serpilmiş,
Kış mevsiminde güneşe hasret gitmiş,
Yalnızca baharı sevmiş,
Benim gibi,
Benim küçük kiraz fidanım.
Bir sabah daha,
Ölümden çalmışım sanki,
Bir hırsız benmişim gibi.
Uyandın yine,
Kül kokuyor akşam buram buram,
Gökyüzü yorgun,
Yeryüzü yorgun,
Güneş, yıldızlar, ağaçlar yorgun,
Ben yorgunum.
Bir yaprak daha düşüyor ömrümden,
Üşüyorum,
Soğuk tüm bedenimi ele geçiriyor,
Tüm hücrelerim soğuğun işgali altında,
Mücadele ediyorum,
Ölmek istemiyorum,
Üşüyorum…
Kıyametimsin…
Yüreğimin kaldırım taşlarını adımlıyor gözlerin,
Ellerin ruhumun en mahrem yerlerinde geziniyor,
Saçlarının kokusu rüyalarımda,
Senin olmadığın zamanlarda,
Gökyüzünde bir hüzün,
Sağanak halinde düşüyor yeryüzüne
Ve sonbaharda ölmek zor,
Sonbaharda ayrılmak tüm tanıdıklardan,
Artık alıştığın kentten,
Umursamadığın sokaklardan,
Ruhum bedenimden hoşlanmıyor sen yokken,
Uçup gitmesinden korkuyorum.
Ellerim ellerinden başkasına dokunmak istemiyor,
Ellerimi kaybetmekten korkuyorum.
Gözlerim seni görmenin telaşında,
Kokun tüm rüyalarımı süslüyor.
Korkmuyorum artık rüzgârlardan,
Sonu gelmeyen karanlık gecelerden
Ve sonunda ne ile karşılaşacağımı bilemediğim
Yolculuklardan.
Yıldızsız gecelerde gökyüzüne bakmaktan korkmuyorum,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!