Gökyüzünde bir hüzün,
Sağanak halinde düşüyor yeryüzüne
Ve sonbaharda ölmek zor,
Sonbaharda ayrılmak tüm tanıdıklardan,
Artık alıştığın kentten,
Umursamadığın sokaklardan,
Ruhum bedenimden hoşlanmıyor sen yokken,
Uçup gitmesinden korkuyorum.
Ellerim ellerinden başkasına dokunmak istemiyor,
Ellerimi kaybetmekten korkuyorum.
Gözlerim seni görmenin telaşında,
Kokun tüm rüyalarımı süslüyor.
Korkmuyorum artık rüzgârlardan,
Sonu gelmeyen karanlık gecelerden
Ve sonunda ne ile karşılaşacağımı bilemediğim
Yolculuklardan.
Yıldızsız gecelerde gökyüzüne bakmaktan korkmuyorum,
Kırmızı gözlü siyah yılan,
Dolanıp durur senin yüreğinde,
Zehirlenmişsin haberin yok,
Tutulacak yer kalmamış belleğinde.
Nefesin cehennem kuyuları gibi,
Bir düş ile düştün yine zihnime,
Ansızın,
Birdenbire…
Tüm sabah sen oluverdin yine
Ve öğlen
Nerede kalmış adalet, nerede hani hak,
Karanlık dünyada kaldı mı sanki ahlak?
Yüreği yaralı bir kuş gibi kaldım kanatsız,
Vatan borcu namus borcu çıktı gurbet yoluna,
Belki uzak belki yakın vardı asker ocağına.
Ana baba hasretine yar hasretini ekledi,
Aslan gibi yüreğiyle vatanını bekledi.
Yemyeşil çayırlar
Ve masmavi gökyüzüyle bir cennetti kırlar.
Kıpkırmızı kan dereye dökülene kadar.
Birden bire soldu kır çiçekleri,
Çayırlar sarardı
Refakat edebilir misiniz zavallılıklarına bu ademin?
Müsaade etmeniz kaydı ile elbette, kendisine.
Vücut sıhhatinde değil bu bunalma hali,
Esasıyla ruh sıhhatinde.
Ehemmiyetsizlikle ehliyetli bu adem,
Mühim olmayan işleri dolayısıyla hayat bulmakta.
Karanlık gecelerde yitirdim ruhumu
Ve gün ışığı nedir bileyen ömrümün,
Her anında aradım huzuru.
Tam da buldum derken yitirdim tüm umutları,
Tam da benim derken kaybettim tüm yarınları,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!