Bir idam mahkumunun
Son gecesinde
Annesine gizlice okuduğu türkü kadar sevebilmek hayatı
Hem de o en çok kirletilmiş çağında aşkın
Hani o en çok sevipte sevilmeyen çağında
Öyle güzel ki ateş
Yakıp kül etmedikçe bir yerleri,
Öyle temiz ve berrak ki kan
Dolaştıkça sadece damarlarında,
Öyle masum ki karanlık
Sadece aşkı çağırıyorsa gece kapına,
Olmasını istediğin herkes olsaydı hayatında
Hiçbir yer kalmasaydı gidip görmediğin
Kazanamadığın tek bir kavga...
Mutlu olmanın düşünü yitirdikten sonra
Yine de mutlu olmayı başarabilecek miydin şu hayatta..?
Daraldı zamanlar
Günler daha kısadır artık ömrümüzde
Dar ve uzun bir koridor,
Önümde uzanan şu hayat.
Koşarak geçiyorum karanlıklar içinden
Adına güzellik
Ah çocuk bildiğim ömrüm
Şehre kar yağmadığı zaman anlayabiliyor ancak insan büyüdüğünü
Şimdi bir bulut alıp götürse beni düşlerime
El değmemiş bir gökyüzünün griliğine saklasam gülüşümü
Aldanma
Belki sığ bir sudur
Sana okyanus gibi görünen
Ağlama
Üzüldüğün kadar
Öyle bir barış ki bu
Adı her anıldığında söverim
Sağ ayağımla basamadığım her karış toprağa……………………..!
Belki bir akşam
Beyaz bir yastığa boşaltırım
Ömrümün kızıllığını
Hiçbir gazete örtmez bedenimi
Bütün üçüncü sayfalar az gelir
Sınıfın arka sırasında unutulmuş bir çocukluğun
Kalkan parmağındaydı
Hayat bilgisinin en basit ve en zor sorusu:
Öğretmenim.!
Sizi çok sevebilir miyim?
Hüzün ülkesinin eşit yurttaşlarıyız biz
Bir umuttan boşalan acısını
Diğerine taşıyan...
Ekmek değil
Kırıp bölüştükçe azalsın




-
Saliha Çiftçi
Tüm YorumlarBu harika şiirleri yazdıran güzel ve cesur yüreğinize selam olsun, sevgili Melih.
Şiirlerinizle tanışmama vesile olan sevgili Eylem Barış ve Cansın Ünver'e teşekkürü bir borç bilirim.
Sevgilerimle