Bırakma elimi sıkı, sıkı tut kirvem...
Dağların sırtından, aşağı bir bulut, dalga, dalga iniyor, ağlayan bulutlarmı...?
yok kirvem yok, yüreğindi bulutların gözyaşlarına karışan, çünkü az ilerde çam kokularının, yağmura karıştığı yerde, sevdalı bir yürek, veda türkülerini söylüyordu, geri dönülmezliğin acısıyla...Ah kirvem...kumruların öpüştükleri ağaçların yaprakları, bir bir dökülüyor, yağan yağmurun sesine karışan, sevda fısıltısı, kuşları bile kendinden geçirdi, eğer insanlar sevginin yüceliğini bilseydi, toprak olmanın ne anlama geldiğini, elbette bilebilirlerdi...
Bırakma elimi, kirvem kara gözlüm...sıkı sıkı tut...bir gül düşüyor gecemize, birde ıslak ıslak gözlerin...yollar hasrete açılıyor kirvem...jilet atar gibi yüreğimize, ve kokuna burünen ayışıkları, terletmiyor ellerini, ellerimde yüreğin artık yok... yüreğimde yok...yok artık yerinde...Ah kirvem bir sevdaki bu, onsuz yaşanmıyor...Ah kirvem ah...çığlıkların yarınlarımdaki düşlerimi vuruyor...ve düne ait, ne varsa sonbahar gibi hüzünde, bir renk kurur, Ah kirvem yazgılarımız kanar, mevsimsiz tutar bizi en olmadık yerimizden...tut kirvem sıkı sıkı tut elimi, sakın bırakma, en olmadık zamanda acımasızdır bu sevda, kanatır yüreğimizi...Ah be kirvem bilirim yüreğindeki ateşi...Dinle kirvem dinle, sen yirmisekiz yıl paylaştın, anılarını yaşatırsın, yüreğinin en güzel yerinde...bense sazımı alamadım...bırak yüreğinde esir ettiğin martıyı...bırak ta deli rüzgarların önünde, rüzgar gibi, yalçın kayalara koşarak...Özgürce...yalın ayak dolaşsın, kayaların ruhunu duyarak...sen gittinde...ben gidemezmiyim...işte kirvem kayaların nasır bağlayan, duygularının...çığlık çığlık ağlamasıdır...mavi düşlerin ortasında...Ah kirvem suların sessizce yanışı...ve ayın son saatlerinde, dökülen gümüş tozu yansımalarıydı, Ah be kirvem...gecemiz karanlık...güllerimiz açmıyor...Ah be kirvem bırak yüreğinde hapsettiğin martıyı özgürlüğe...Ayla doğsun üstümüze...Ah be kirvem...sevmek yürek işidir...sevgide yürümek cesaret ister...tut elimi tut kirvem sıkı sıkı...yürüyelim...ceylanla...ırmağa...Güneşi tutalım elimizle...Nehirlere doğru tut elimi kirvem tut sıkı sıkı tut.................
Yaşamın ipi,
Koptuğu,
Günden beri,
Zincire vuruldu,
Sevginin koyu gölgeleri,
Yağmurlu bulutlar,
Ocak akşamları,
Çağıldar,
İçimde acı acı,
Akşamın,
Yeli cana yakın eser.
İçli,
Belki beni düşünüyorsunuz.
Yine yapıştı gözüm duvara.
Yine güneş aykırı doluyor hücreme,
Belki beni öpüyorsun anne,
Yine hava sarmaşık bir başka savuruyor yüreğime.
Zor...
Düne özlemin sağnaklarına tutunmak,
Günbatımı yanlızlıklarına dayanılmaz sensiz
Zor, biliyorum;
Aşılmayacak özlem surlarına kement atmak
Çoğalan suskunluk aslında,
Ağlıyorum!
Sessizce ağlıyorum...
Sessizliğin,
Çaresizliğin melun yanlızlığında
Gözyaşlarıma dokundu
Kırık parmaklarım.
İsteklerim yönelince sana,
Kervan, kervan,
Denizlerin üstündeki ışıyan güneş,
Ağlatası olur masum sevgimi,
Yoluma yine bomboş mezarlar açılır,
Ben öveceğim masum sevgimi,sevdiğimi,
Bir sana tutulmuşum,
Böyle geceler boyu,
Yüreğimin sessiz sevgisi,
Sen gecelerimin sesi,
Acılarımın en amansızı,
Yığıyorsun içime sevgini,
Anne oldum çocukluk düşlerimde,
Taş bebekler basardım bağrıma,
Kösnülüğü çöker şimdi üstüme,
Çabuk çöker karanlıklar,
Görünmez güneş de gökyüzü de,
Ben çocukluğumu gecekonduda unuttum,
Kara kıştayım, donuyorum
Kar çiçetleri fışkırır gögsümden
Kökleri yüreğime sarılı.
Ay büyürken
Ceylan iner ovaya
Nehir boyu dolaşmaya...
yorumlarımız şaiir dostların sayfasına gitmiyor
Seni tanımış olmak,seninle sohbet etmenin verdiği keyif ve başarılarının beni her geçen gün daha çok sevindirdiğini bilmeni isterim.
Sevgilerimle
O yuregi insan sevgisi ile dolu dolu bir abla...Benim icin yeri bambaska bir insan...Sevgi dolu yuregini gozyaslari ile sunuyor bizlere. Ben onu cok seviyorum. Aramiza, oncelikle yuregimde ki yerine tekrar hosgeldin....
Opuyorum gozyaslarindan....