Söyle bana anne...!
Ben hangi bulutun şimşeğiyim,
Hangi göğün yağmuruyum,
Hangi vadinin, hangi ırmağın suyuyum?
Ancak sen söylersin bana anne,
Nasıl bir sevginin çocuğuyum ben?
Ah..baranım ah
elimizdekilerini,
Okuyabildik de.
Alnımız dakini,
Okuyamadık.
Küçük bir çocuğum.
İnsanı sever,
Sevgi dağıtırım.
Kırlarda çiçek,
Dağlarda güneşim ben.
Of günler of...
Gündüzlerin ayrı acı,
Ayrı ateş yağmuru,
İnsanı sevgiyle yıkamak yerine.
Of geceler of...
Gecelerin kankırmızısı,
Hasret koydum zamanın adını güzel bacım...yürürüz, yürürüzde adımlarımızın dili, hep suskundur bacım vallahide suskundur, billahide suskundur...Offf gül yüzlü bacım, yüreğimizden kuşlar havalanır, turkuaz mavilerde anıların içinde, kanatları ıslak ve solgundur,,,Ah yüreğimin kırkbeş yıllık yarısı, ekmeğimizi, sevinçlerimizi, üzüntülerimizi paylaştığımız, zamanın adını hasret koydum bacım hasret...Acıların yüzü sinsi sinsi sokuldu talan edilmiş ömrümüzün toprağına....acı ve onur aynı iklimi solur hem sende, hemde bende bacım....
Usulca çöktük bacım kimseler anlamadı çöktüğümüzü, yazı hiç görmedik, sonbaharı yaprakları arasında hep savrulduk, inanki savrulduk, işte bu yüzden ince, ince kanıyor geceler bacım, bu yüzden hasret koydum ben zamanın adını Hasret....
Offff gülyüzlü bacım nasıl anlatsam bilmiyorum, inanki bilmiyorum, bedenimize sığmaz oldu bu kankusturan acılar...yangınlar, anlıyorsun bacım biliyorum, bir yürek ateşi vurdu bizi, yiğit ölümlerle yüz yüze kaldık, hem sen yandın, hemde ben yandım, suya hasret kalmış çorak topraklar gibi...bıraktık özlemin yağmurlarını, varsın yağsın acılarımızın, ıssızlığımızın üstüne,,,katlansın hüznümüz, hükümlensin yüreğimiz bacım hükümlensin varsın...zaten biz hükümlü doğmadıkmı...çıkmaz bir sokağın suskun çaresizliğinde, yeterki sevgin yüreğimde bana eş olsun, çiçeğe durmuş bir dal gibi, dal gibi diyorum çünkü bir zamanlar çiçeğe durmuş dal gibiydik ikimiz, şimdi ise hasret koydum zamanın adını güler bacım vallahide billahide hasret koydum...hasret...
Suskunluğuma sığmamış çığlığım
Kederlerimi salmışım ırmaklara
Ağıtlarca sarmalamışım acılarımı
Hüzünlerimi yüklemişim umutlara
Baharları emzirmişim yaralarımdan
Tanır....beni, beni paylaşan inilti
Gökyüzünü görmek istiyorum,
Gözlerimi arıyorum anne,
Ağlıyorum anne ağlıyorum,
Bu son çığlığıdır gözlerimin,
Sesimi arıyorum anne,
Sesimde aşklar,çocuklar,fırtınalar,
Kulaklarımdaydı acı yılların korkunç çığlığı,
Magaralara gömülüyordu umutlarım gece vaktinde,
Sabahlarımdaysa karanlıklar yıllar boyu,
Beyaz değildi çizgiler alın yazımda,
Umutlarım imgelerimde oluşurken,
Çığlıklarımı mezar taşlarına yazıyordum,
Bellekte okşanan bir anı,
Dilimde gece tadı, rüzgar biberi,
Beni böyle taa derinden,
Sarıp susatan, o güneş.
Yürekte bir buluşma,
Rüzgarlı bir günde,
Bir şeyler söyle bana...Susma öyle...!
Senin karmaşık dünyanda,
Terk edilmeye alıştım da, bu kadarda değil,
Ansızın değil...Susarak değil...
Cesurca, dürüstçe, açıkça ve mertçe bir gidiş,
Kancıkca değil...
yorumlarımız şaiir dostların sayfasına gitmiyor
Seni tanımış olmak,seninle sohbet etmenin verdiği keyif ve başarılarının beni her geçen gün daha çok sevindirdiğini bilmeni isterim.
Sevgilerimle
O yuregi insan sevgisi ile dolu dolu bir abla...Benim icin yeri bambaska bir insan...Sevgi dolu yuregini gozyaslari ile sunuyor bizlere. Ben onu cok seviyorum. Aramiza, oncelikle yuregimde ki yerine tekrar hosgeldin....
Opuyorum gozyaslarindan....