Yıllardır bu Ülkede Hukuk, guguk edildi.
Bağımsız yargı için yanlış adım atıldı.
Kurulan kumpaslara pek çok hain katıldı.
Çarkların girdabında aklımı koruyorum.
(Nerede hata yaptık?)
Yaptık yazboz tarlası, nasılsa büyür mahsul!
Değil yüz yıl sonrası, beş yıl sonrası meçhul.
Çaresiz olmaz zengin, naçar kalır hep yoksul.
‘’yolun sonuna doğru’’
çaresizlik…
arkası sonsuz bir yolun virajlarında savrulmak,
hayata tutunmak,
okudukça içim titrer şehirlerin adını,
saplanır sanki ciğerime karşımdaki levhalar.
geçerken gözlerimin önünden geçmişten hatıralar,
kurşun sıkar yüreğime derinden hıçkırıklar.
Süslerdin vitrinleri hem hafif hem ağırdan.
İşlenirdin bir güzel işi bilen mahirden.
Kimi zaman koyundan kimi zaman sığırdan.
Gıcır gıcır parlardın davetkâr ayakkabım.
Cıvıl cıvıl insanlar, çocuklar, sevgililer.
Yer bulunur herkese, mutlu ve saygılılar.
Çabuk geçti o günler seneye kaygılılar.
Hüzünlenen bu yoksul geçmişe daldı yine.
tükenmeye başladığı anda yaşama umudumuz,
başlar derinden derine hüzün dolu veda şarkılarımız.
yaklaşırken sonları zaman denen tünelin,
sisler içinde kalır sevgilinin hayali.
sorma sakın yaşlarımı akmıyor artık,
alıştılar sensiz bir hayata.
yokluğun ıstırabı içinde bir yangın yeri,
çöl kumu dolar her an gözlerimin içine.
kapanmayan göz kapaklarımın ıstırabında,
her an sen varsın,
bitmez olur düşlerim uykusuz seherdeyim,
sonu meçhul aşk için ben yine seferdeyim.
bir şiir yazmalıyım;
şekillenmeli kelimeler duygularımla.
Bir bir geçti mevsimler dönüp duruyor Âlem.
Özlem dolu gönlümden eksilmiyor hiç elem.
Yine geldi sonbahar acep gelir mi selam?
Ne yağmurlar ne rüzgâr, ne de hasret bitmiyor.
merhaba, Mehmet bey sizi yeni kurduğum**Gönül pınarından süzülenler** grubuma davet ediyorum buyurun. sevinirim hayatınızı okuduğumda aynı yerlerde gezmişsiniz aynı hava ve suyu paylaşmışız. selamlar