Mehmet Halil Şiirleri - Şair Mehmet Halil

Mehmet Halil

Krizlere kurban edilen yoksullar ve yoksulluktan kurtulma adına verilen kurbanlar.

Günlük olaylara dar açıdan baktığımızda haklı gibi görünen ve bizi yanıltan olaylara bir de
tarihsel süreç içinde bakmaya çalışalım. Neden her olayda hep yoksullar, hep yabancı uyruklular,
hep rengi kara olanlar suçlanıyor. Neden kadınlar, neden çocuklar, kısacası neden hep zayıf olanlar
kurban seçiliyor, kurban ediliyor?

Devamını Oku
Mehmet Halil

‘’İşkence insanlık suçudur! ’’
Ya işkenceciler insan değilse?
Bir kuduz köpek diş geçirince
Hemen koşarız veterinere…
Yaralı iğnelerle kurtulur da
Kuduz mahkumdur ölüme…

Devamını Oku
Mehmet Halil

Üreme organlarımızı adıyla anmak küfür müdür?
İnsanın ağız, burun, dil, göz mide, ciğer gibi organlarına yasak konmazken neden üreme organlarını adıyla çağırmak ayıp oluyor, yasak oluyor, hatta küfür sayılıyor? Yabancı dilde anmak suç olmuyor da neden kendi dilimizde konuşmak suç oluyor? İnsanın kendi dilini bu kadar horlaması yasaklaması neden? Kendi ana dilinden daha önemli bir sebep olmalı ki bu yasaklanabiliyor… Egemen güçlerin tek hedefi kar, kar için (para için) yapamayacakları hiçbir şey yoktur. Onlar için itiraz etmeyen itaat eden toplum gerekli, onun için insanı en zayıf yerlerinden yakalayıp itaate zorluyorlar. Kendi dillerini bile bunun için yasaklayabiliyorlar… Haz duygularını kontrol ederek elde ettikleri güç ve bu nedenle ileri sürdükleri ahlak kuralları ile topluluklar üzerinde kurdukları otarite onlara çok büyük avantajlar sağlamakta… İnsan en azından insanın yaptığını yine insanın değiştirebileceğini bildiğinden, bu ahlak kuralları, tanrı tarafında geldiği ve kutsal kitaplarda bulunduğuna inandırılarak, güç kazandırılmakta dokunulmazlık sağlanmakta. Bu ahlak kurallarının kökü bilinmediği için kutsal kitaplarla donatılarak insanlar birbirinin canına kıyabilmekteler… Töre cinayetlerine sebep olmakta.
Yanılmıyorsam Freud, dil ile ilgili ‘’dil devletin derisidir! ’’ der. Derisiz insan yaşayabilir mi? Aynı şekilde dili olmayan devlet yaşayabilir mi? İnsanın ‘’olmazsa olmaz organları da böylece yaşamdan uzaklaştırılmış, baskı unsuru olarak karanlık köşelere saklanmıştır. Bu nedenle de insanlar cinselliğini özgür olarak yaşayamaz. Tabu haline gelmiş. İnsanlar cinsel açlıkla terbiye edilmiştir.
Canlıların hayatta kalabilmek için üç yolu vardır; Beslenmek, korunmak ve neslini sürdürmek (üremek) . Bu ana damarları kontrol altına alarak sömürü sistemini denetim altında tutmak insanlar üstündeki baskının kilit noktaları olmuştur. Açlık korkusu, ölüm korkusu ve haz duygularını yaşayamama korkusu… Bunlar sıkı denetim altında tutulmuştur.
Kölelik döneminde kadınları köle sahipleri istediği gibi alıp satabiliyor, isterse önce kendisi ilişki kurup sonra kölelerinden kendi istediği biriyle evlendirebiliyordu… Bunlar topraktaki üretimin artırılması için onların isteğne göre ayarlanıyordu.
Yine bir dönem kadınlar çocuklarını memeden ayrılınca devlete veriyor, çocuklar devletin oluyordu. Onlar, anne sevgisi değil, ulus ve devlet duygusuyla yetiştiriliyorlardı.

Devamını Oku
Mehmet Halil

Milli prodüktivite merkezi
Sever yüksek oranlı işsizliği…
Sendikalar da burada gurur üyesi.

Dirine köprüsü bitmezdi
Asi İşçi lideri kazığa oturtulmasaydı

Devamını Oku
Mehmet Halil

Devlet için her yol mübah,
Servet için her yol mübah,
Soygun için her yol mübah,
Yaşarlar gül kokusuyla…

Yoksul için her yol günah…

Devamını Oku
Mehmet Halil

Irak Başbakanı Maliki
Bu hükümet ‘halt’ iradesinin,
Pardon!
‘Halk iradesinin hükümetidir’ demiş
‘Biz’ zaten, bizden fazla ‘siz’ciyiz
‘kimse onlara takvim öneremez’miş

Devamını Oku
Mehmet Halil

Merak (Her nedense bu bayram kafamı hep bu işgal etti.)

Dalında elma armut resmi yaparmış netekim
Yapabilir mi ki? Dalında insan asılı bir resim?

Devamını Oku
Mehmet Halil

uydum telefonla yapılan tarife
yürü dedi arkadaşım
altı yoldan sağa dön ve ileriye...
ulaşırsın kuşdiline...

ben de inanmaya başladım kadere

Devamını Oku
Mehmet Halil

Öğrenmenin yaşı yokmuş. Son günlerde de çok şey öğrendim. Hem de hiç aklıma gelmeyecek kadar çok. Devletin, egemen güçlerin baskı aracı, Yasaların bu baskı aracının
vermek zorunda kaldığı hakların son sınır noktası olduğunu, bu hakların da tarihte gördüğümüz gibi ezilenlerin zoru ile elde edildiğini bilmeyen de yoktur sanıyordum…
Son haftaların tartışmalarından dolayı acı duymaya başladım. Uzanıp saatlerce uzun uzun düşündüm ‘’Ne oluyor böyle! ’’ diye… Mücadele birikimlerinin sonucu olarak diyelim, ya da
1980 darbesi ile dayatılan faşist anayasada geriye doğru kaymadan sonra, küçük de olsa ileri bir adım olarak fazla önemsemediğim bu Anayasa değişikliğinin ve referandum yarışının bu boyutlarda bir siyasi kavgaya neden olacağını düşünemiyordum.
Ama, 80 öncesi siyasi ve ekonomik mücadelelerden sonra, siyasi alandaki pasifizmin de nedenlerini bir türlü çözemiyordum… 80 öncesi, sosyal demokrat, sosyalist, komünist gibi
terimler kullanılırken, 80 sonrasının yuvarlak sol kavramı egemen olmuştu… Bunun içine

Devamını Oku
Mehmet Halil

Sayın devlet yöneticilerimiz,
Türbanın, hayatımızın her alanında, çağdaş kıyafet olarak kabul edilip yasallaşmasına ve en kısa zamanda kayıtsız şartsız uygulamaya konulmasına, gönülden destek veriyoruz.

İnanıyoruz ki, (inanmamak en büyük gafletimiz olur..) Türbana verilen özgürlük, malın bir yongası olan canlarımıza verilen özgürlük olacaktır.
böylece, özgür bir nesne olan türbanın özgürlüğüne gıpta eden kadınlarımız, onun çatısı altına sığınacaktır. Her sığınmacıya bizim gönlümüzün kapıları açıktır. Kadınlarımıza açılan bu geniş kapı sizleri kaostan kurtaracaktır.

Devamını Oku