Yaşlandıkça işler ters gidiyor
Her yerde esrarlı perdeler
‘’kart dişler, taze piliç istiyor’’
Piliçler cilveyle dalga geçer
Üçüncü ayak zayıflar sendelersin
O, özgürlükle gelenek arasında
Bir kuş gibi, çırpınarak yorulan
Muhtemel imkanların uzağında,
Bir hayatı benimsemiş! Sıradan.
Bir radar detayları kaçırmayan
Egemenlik kayıtsız şartsız hırsızlarda olursa
Devletin başı da utanmaz devleti soymaya.
Marifetmiş gibi davranıp emaneti çalmak
Çıkıyorlar milletin karşısına, sırıta sırıta…
‘’Suç bizi seçenlerde değil mi? ’’ diyorlar
Tesadüf hepsi yoksul
Hepsi de doğulu…
On yılda 152 çocuk öldürüldü
İki bin on birde 15 çocuk
Eşit yıllara göre dağılımı
Çocuklar göstergede çubuk
Yeter! Dedik terazinin ihanetine
Peygamber pazarlığı geçer yine
Ticaret yapıyoruz nihayetinde
Bir değer girmeli birinin cebine
Öyle gıdım gıdım olmaz ilerleme
Filolar kurban edilemez filelere…
Gül'ler, Gülen'ler, Güler'ler
Çıkar için kılıçları bilerler
Kan gölünde yüzerler
Biz sustukça
sırtımıza binerler...
Biz sustukça,
Damarlarında petrol dolaşanlar,
Bush’a güven oyu veriyor.
Boşalan petrolün yeri,
Kanla dolduruluyor.
Çatışmalarda
‘’Bir Ermeni soykırımı yoktur! Bu soykırım tümüyle haklıdır.’’
‘’Onlar kendi kendilerini öldürdüler, Türkleri katlederek bunu hak ettiler.’’
‘’PKK diye bir şey yoktur. Topu topu üç-beş kişi, iki insansız uçak alıyoruz, bu sorun çözülecek.’’
‘’Diyarbakır’ı kazıyorlar, Çanakkale’yi de kazacaklar mı? ’’
Kadınları doğuma yetiştirecek Ambulans bulamazken üç-beş kişiye insansız F16’lar…
Ufukta görünen dağların
Tarihe kaydını yapacaktım
Tırmanırken yoluma çıkan anıların
Ömrünü uzatacaktım…
Yerleştim cömert bir noktaya
İsyan edenler de bilir
Bilir isyanın felaket olduğunu
Onu boğan üstündeki gölgedir
Güneşsiz kesilir onun da soluğu.
Tükenir mi güneşin ışığı ve ısısı
Sevdiğimiz bir abimiz kendisi. Bir grupta yayınladığı şiiriyle tanıdım kendisini. Mizahı kullanır şiirlerinde, bununla birlikte duygusal şiirleri de yok değildir. Popüler şiirleri de var, güzel tabi. Ayriyeten grup da kurdu sağolsun, ne de olsa mizah seviyoruz.