Alıp götürdü onu toprak
Öptü toprağını yaprak
Küçük yaşta tanıdım ölümü
Büyüttüm ölümle gülümü.
Kar yağdı bahçeme güzün
Yüreğime de hüzün.
Çılgınca arzu ettiğim bir yerdi bu şehir
İçinde yok olmak istediğim bir kalp vardı
Ne zaman ki buzlarla kaplandı güzel mevsim
Ne zaman ki kırmızı bir ok değdi o kalbe
Ne zaman ki tersine aktı isyankâr nehir
Nice çağ dışı çağdaşlar gördüm ben
İçip içip sızan akşamdan
Yahut güpegündüz anadan doğma soyunup
Halkın içinde dolaşan.
Sert yoğrulsa da mayamız,
Mermerden oyulsa da kayamız,
Esmer olsa da boyamız,
Altın sarısıdır kalbimiz.
Dik başlı dediler,
Hiçbir iş kurtulmazdı elimden
Yerden alır göğde yerdim.
Adeta bir canavardım.
Bu dert kurt gibi kemirdi beni.
Ne canım kaldı ne varım.
Şi'rimin damarında dolaşan aşk,
Feda olsun sana canın sevdiğim.
Gönül sarayımda eskimeyen köşk,
Feda olsun sana canım sevdiğim!
Hem şiir okur,hem şiir yazarım,
Zümrüd-ü ankam,pamuğum
Cici kuşum,can kuşum
Ak kuşum,akça kuşum…
Seni dar bir kafesten çıkarıp
Salmıştım genişçe bir odaya
Biraz uç, sevin,mutlu diye
Bastığın o merdivenlerin
Hayali bile ağlatıyor beni
Sevinçlerle doluyor ruhum
Bir kerecik görsem gölgeni.
Unuttukça haylinin gölgesi
Ey insanlığın baş düşmanı yüz karası hain!
Suçsuz,günahsız dilsiz,sevimli hayvanlardan
Hayat kaynağı güzelim ,canım ormanlardan
İşinde gücünde insanlardan ne istedin?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!