Merdiven basamağına takıldı ayaklarım,
Takılınca gözlerim kahverengi gözlerine.
Bir yağmur damlası gibi adını sayıklarım,
Bilemedim incir rüyası gibi olduğunu.
Kahve gözlerin gözlerimin belasıydı o gün
Arkamdan bir karlı dağ yıkıldı,
Henüz çocuktum anlayamadım.
Sevgili annen öldü dediler,
Çok küçüktüm,bilemedim annem.
Nereden bileceksin merdiveni tırmanırken
Benim sokaklarda dinlenmekten yorulduğumu.
Sen orada güller içinde şen şakrak ve mutlu,
Benim her seher gül gibi sararıp solduğumu.
Elinde tahta kalemi ya da beyaz tebeşir,
Eskiden biz oturur konuşurduk,
Söyleşir, şakalaşır,gülüşürdük,
Bir dilim ekmeğimizi bölşürdük,
Biz böyle değildik,ne oldu bize?
Buyur etmeden asla yiyemezdik
Bahar-yaz geldi diye böcekler sinekler,
Karıncalar bastı odaları evleri
Etkisiz hale getirmek için
Bu küçük devleri
Konvansiyonel silahlar kullandık,
Yetmedi.
Sokaklarda simit sattım
Terime ter kattım
Komşunun oğlundan on liraya
Bir bisiklet satın aldım.
İçimde bir ukte idi bisiklet,
Benimde bir bisikletim oldu nihayet.
Pazar günleri
Evimin karşısına bitpazarı kuruluyor,
Eski eşyalar satılıyor.
İçlerinde tarihi değer taşıyanlar da var,
Hiç değeri olmayanlar da:
Koltuklar
Derindir dibi bu koca? ehrin kuyu gibi
Yuttu beni bal? ? ? n Yunus? u yuttu? u gibi
Dolan? yorum? ehrin karn? nda yaln? z,? a? k? n
Ne kirli sulardan ge? tim ben boyumu a? k? n.
B? l? yor? ehri ortas? ndan koca bir nehir,
Bir tutam şiir gölgesi düşer
Gökyüzünün mavisinden
Gözlerimin kahverengisine.
Heyecan verir gönlüme
Sonra düşer kalemin ucundan
Ay-yıldızın ışığı olmadan yürünmez,
Aziz vatan bir bütündür asla bölünmez.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!