Çıkıverdim evden alel acele
Öptü tozlu yollar ayakkabılarımı
Susadım
Önümde bir susuz kuyu
Yine Halil Ağanın testisinden içtim
Nasıl ekmek olursa hamur, pişince
Hadden geçerse şiirdir ham düşünce.
Varsa içinde kabalık,edepsizlik;
Bu, şiir değil, okuyana işkence.
Bir tutam şiir gölgesi düşer
Gökyüzünün mavisinden
Gözlerimin kahverengisine.
Heyecan verir gönlüme
Sonra düşer kalemin ucundan
Toprağa dize dize…
Siyasi görüşlerdeki çelişkiler
Girdi mi araya
Bitiyor bütün ilişkiler.
Takmış herkes kafasını saraya,
Girince siyaset araya,
Sokakta misket oynuyorduk daha dün,
Bilmem nasıl da çabucak geçti zaman,
Bir ihtiyar olduk o sokakta bugün,
Artık halimiz duman üstüne duman.
Top oynardık çamur içinde meşinden,
Bir damla yağmur deyip geçme
An gelir bir deli sel,
An gelir bir koca göl olur
Bir damla su deyip geçme,
An gelir hırçın bir döl,
Görüp bilmek istersen eğer yüce Allah’ı,
Böcek arıya değil,kovandaki bala bak.
Tanımak istersen sevgili Resulullah’ı,
Ayakkabıya değil,yürüdüğü yola bak.
ŞÜKRİYE TEYZE
Çift sürüyorum tarlada
Çift öküz
Bir yandan da bahçe suluyorum.
Öküzün biri yere yatıyor birden.
Aylardan şubat…
Yazdan kalma bir gün…
Yer Uncalı Mezarlığı…
Mahşeri bir kalabalık…
Beyefendi eşraftan…
Hatırı sayılır zenginlerden.
Sultanım!
Can bulur sende can,
Gövdesinde bin ayı barındıran,
Sende inmeye başladı Kur’an.
İnsanları miraca götüren Burak’sın,
Sırr-ı Kur’an’sın,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!