Orada bir yer var, pek uzakta değil bakın!
Oraya koşuyor herkes grup grup akın akın.
Zorunludur oraya gidiş aldanma, sakın;
Hazır ol, orası bugün dünden daha yakın.
Gelince günü çıkacak herkes bu sefere;
Genç-ihtiyar
Büyük-küçük
Siyah –beyaz
Fakir-zengin…
Bütün insanlar!
Ortak noktamız insan olmaktır.
Aktı ırmak gibi, gözlerin gönül denizime
Doğru mu,yalan mı hiç önemi yok o sözlerin,
Sevdiğini açıkça söylemesen de yüzüme
Riyasız anlatıyor bana her şeyi gözlerin.
Götürsün bütün yağmur bulutlarını rüzgâr,
Hicrî ayların dokuzuncusu,
Üç ayların sonuncusu,
Farz orucun tutulduğu,
On bir ayın sultanı,
Sultanların sultanı,
Kur’an’ın indirilmeye başlandığı,
Sabah vakti çok erken kalkarım,seherde,
Allah'a şükrederim,taze havayı içime çeker de.
Sona eriyor yavaş yavaş karanlık kabusu,
Dolduruyor içimi kır çiçeklerinin kokusu.
Aydınlanıyor bütün yönler,doğu,batı...
Dökülürken kalemin ucundan sözcükler bir bir
Çığlık çığlığa her biri…Cayır cayır yanıyor
Oluyorken her bir dize kendilerine kabir
Kalemi tutan her el kendini şair sanıyor.
Yese de yemekleri kepçe kepçe,kazan kazan
Şair değildik biz,
Fakat istedik ki,
Bizden de kalsın
Küçük bir iz.
Birkaç satır karaladım,
Saygım vardır benim aşka.
Seni seven bütün kadınlar yaşasın;
Fakat sana âşık olan bütün erkekler ölsün
Benden başka…
Uyanmamışken henüz uykudan, gökte güneş;
Ay ve yıldızlardır seher vaktinde bana eş.
Güne gün,cana can katar seher vakti canan;
İnci mercan katar cana seher vakti canan.
Uçar gözlerim benim,seher vakti ufukta;
Açtım bir seher vakti ellerimi semaya
Kurudu susuzluktan gönlümüz oldu harâb
Deyip arz ettim halimizi tek tek Mevla’ya:
Yağdır af yağmurunu, bize rahmet et ya Rab!
İç ve dış düşmanlar ki, kudurdukça kudurdu,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!