Hiç yakışmıyor sana surat asmak,
Kömür gözlüm haydi artık gülüver!
Üzüyor beni dargın gibi susmak,
Gün doğmadan haydi artık geliver.
Asmadan gel kömür gözlüm asmadan
Kömür gözlüm n’çin geç çıktın karşıma?
Tanımak isterdim seni ezelden.
Vaktinde gelseydin gönül çarşıma,
Tecrübem var,anlardım ben güzelden.
Verilmek üzre hakkımızda karar
Kömür gözlerini sevdiğim dilber
Haber vermeden gittin güle güle
Adımı bile anmadın sen benim
Seni çok sevdiğimi bile bile!
Yokken hep seni aradı gözlerim
Yüzünü sulara sürterek geçti bir rüzgâr
Baktı ufka dalgın,kömür rengi bir çift göz
Kızgın bakıyordu dalgalara hırçın dağlar
Buldu nihayet sözlerin anasını bir söz.
Maviden alırım bütün ilhamımı ben,
Mavi alır benim bütün yorgunluğumu.
Mavinin bütün tonlarına vurgunum
Artık ırmaklar gibi akamıyorum,
Göller gibi durgunum ve yorgunum
Bir gökyüzü armağan edelim çocuklara
Mavi,masmavi…
Kimse kurmasın onlara tuzak.
Oyun bahçeleri kursunlar orada
Oynasınlar mavi mavi
Masmavi eserken rüzgâr, bu deli rüzgâr
İçtim ben aşkı o yârin gül dudağından
Tanık olurken bu aşka ihtiyar çınar
Yel gibi geçti zaman aşkın odağından.
O gökyüzü, o bulut, o yağmur,o ışık…
Şiir diliyle anlattım sana aşkı şairce
Anlamadın.
Matematik diliyle anlatsam matematikçe
Anlar mısın bilmem.
Matematik diliyle anlatmak için
Yeter bana dört işlem…
Şehrin ortasında eski bir mezarlık,
Seyreyledim ehl-i kabri bir nazarlık.
Selam verdim onlara gönül diliyle,
Aldılar bu selamımı hal diliyle.
Okudum mezar taşlarını tek tek




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!