Hafif kemerli burnun
Küçük ve biçimli ağzın
İncecik derli toplu kiraz gibi
Kırmızı dudakların…
İtalyan üstatlarının yaptığı resim gibi
İnce yüzün…
Sen güzelsin ama
Gülüşün daha güzel
Ve sadece sana özel.
Güldüğün zaman sen,
Karanlıklar güler,
Gözlerinden muhabbet akar.
Ne zaman gözlerimi assam
Çamaşır ipine güneşli havada
Kurusun diye…
Bulutlanır gökyüzü birden
Yağmur yağar şakır şakır
Kalmaz ikindiye…
Mavi papatyalar ölesiye severken seni
Dururken merdiven başında hâlâ izlerin
Sarı çiğdemler yolunu gözlerken durmadan
Neden yaktı gözlerimi kahverengi gözlerin?
Selam gönderdim turnalarla ta ötelerden
Merdiven başında kahve kahve baktı
Hiç beklemediğim zamanda gözlerin.
Bir ikindi vakti yıldız yıldız aktı
Yaktı bir sevdaya ah beni gözlerin!
Kahve gözlerinin alazında yandım,
Gözlerin diyorum
Gözlerin…
En kahverengiden daha kahverengi
En sıcak mevsimden daha sıcak
Gözlerin…
Ayrılık vakti,giderken ben buralardan ey
Ay yüzlüm, güneş gözlüm aşka son bakıştır bu!
Aşk uğruna neler gördüm nelere dayandım,
Aşkın yolunda tırmandığım son yokuştur bu.
Giderken ben,olmasa da arkamdan ağlayan,
Elime hiç kâğıt kalem almadan
Yârin gönlüne şiir ezerim ben.
Beni benden aldı bir benli dilber
Onun için hep bensiz gezerim ben.
Nakşettim yâr hayalini gönlüme!
O bir gül-i râna
Gönderdi Allah onu
Hem sana hem bana.
Al tak göğsüne,
Güzel kokular gelsin burnuna.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!