Ağırdı omzuma hayatın yükü
Yol sarpa sardıkça çöktüm ağladım...
Kaderin emrine hep deyip "peki"
Sızımı sazıma döktüm ağladım.
Zâlim aynalara bakmaktan cayıp
Mahzun durma bir kenarda, dile gel!
Çanakkale neymiş anlat, an kalem!
Varsın gözler yaşa dursun, aksın sel
Aldırma sen! Ağla, ağlat, yan kalem.
Dil yorulmaz Hüdâ'sına niyazdan
Sanmayın ki sözüm ele; benim derdim nefsim ile
Cürmüm ile dolu file; günahımın derdindeyim.
Tehlikeyi bile bile kapıldım bir azgın sele
Geri dönmek zor mesele; eyvâhımın derdindeyim...
Gençliğime ettim güman, derde düçâr oldu gönlüm
Hiç acıma câna cefâ hâlime
Yüreğimde neyin varsa al, durma!
Rahmet okut en vicdansız zâlime
Bedel ödet...Sitemler et...Lâl durma!
Az mı dedim "gönül hassas, horlama!
İmge imiş bu devirde şuaranın sermayesi
Cahilliğim kaleme yük; mürekkebi akmaz oldu.
Çadır kurdum bir revirde; hiç soran yok "neyin nesi?"
Izdırabım hayli büyük; dostum dahi bakmaz oldu
Az kelamla anlatırken söz sultanı meramını
Yâri Allah olanın gözünde yaşı olmaz!
Tevekkülü bilenin gam ile işi olmaz!
İyi amel et, unut; boşa uğraşı olmaz!
Cahil, cürmü yanına kâr kalır etse de zân
Gün gelip kurulacak yüce divânda mîzan.
Virdi Sübhan olanın geçmez ânı anmadan
Hassas eşik aşılmaz aşk odunda yanmadan
Vuslata erişilmez gafletten uyanmadan...
Haslet vardı eskiden usul-erkân, ar diye
Tellallar gezer olmuş Hakk'a isyan "kâr" diye.
Saatler kurmuştum Nevbahar için
Cemreler ardından uyanacaktım...
Deyip "vakti gelmiş" özlenen göçün
İçip iksirinden yokluğun, hiçin
Sorup adresini hadsiz sevincin
Vuslat kapısına dayanacaktım...
Her birine öz koyulmuş; gül bekler ki arı gelsin
"Sır" demiştim, tez duyulmuş; dil bekler ki kârı gelsin!
"Aş" dediğin tuzsuz olmaz, yanan soba issiz olmaz
Kara sevda hissiz olmaz; kalbi olan beri gelsin.
Varsın yansın yürek, kavrulsun közde
"Hâr" olmasa ne yazardı kalemler?
Hüzüne yaş gerek, gönülde...gözde
"Zâr" olmasa ne yazardı kalemler?
Gâh ceylan bakışlı, gâh çeşm-i siyah
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!