Şu kahrolası hayatta
Bir senleyken mutluydum
Gece bana Hasım değildi
Rüyalar başka evrenlere pencereydi
Seninle uyanmak yeniden doğmak gibiydi.
İçtiğim çay muhabbet tüterdi
Ödemesi imkansız bir borç aldım
Kocaman dalgalarda cılız bir saldım
Hayat imtihanında gaflete daldım
Can evimde amansız bir hacizle kaldım
Telleri koptu sessiz kaldı keman
Gözyaşımdan tuzumu çaldı kuşlar
Artık İçtiğim su toprak kokuyor
Silüetime ışıyor zalim aynalar
Her sabah bir yabancı günaydın diyor
Dev bir yangında duman soğuruyorum
Özgür gökyüzünü
Gözlerine hapsetmişler
Her sabah doğan güneşi
Bir gülüşte söndürmüşler
Gurubun rengini dağlardan söküp
Saçlarına sürmüşler
Bakmayın bir Kürdün gözlerinin içine
Sessiz bir çığlık gizlidir , sağır olursunuz
Gökyüzü kadar engindir , savrulursunuz
Okyanus gibi derindir , anında boğulursunuz
Yıldız gibi parlamıştır Kör karanlıklarda
Her sabah söverek uyandığım bu hayata
Yadıma düşünce şükrederek yatmaya başladım
İnsanlığa olan saygım sarsıldığında
Senin sesini duyunca yanıldığımı anladım
Rışna sêr vıle wasar kûna
Aşm tari xeneknena
Çim mı dürıd mendi
tı kûna mı vir nışkerâ
Bêri rışa asmira
Cayır cayır yanan denizlerde
Mücella bir yakamozdu gözlerin
Ayrılığın ritmini çığıran kemanın
Telleri kadar inceydi kirpiklerin
Mazlumun lehine hükmeden
Asil bir yargıçtı sanki Bakışların
Sensizliğe susadım yine bu akşam
Kendimi küllük başında buldum.
Uçmayı sen öğretmiştin bana
Kanatlarımın kırıldığını unuttum.
Sen bir güneş gibi doğduğunda
Ben bir gölge misali yok oldum.
Sensedim desem dağınık bir lisanla
Işığa hasret kör bir dilencinin dudağında
Lütfen diye başlayan bir duada
Ansızın kapanan bir el oluyorum
Aslan abemm