Her geçen gün büyüyen insanın içinde
Her geçen gün insanlık küçüldü
Zenginin sofrasında emek yendi
Yoksul ellere sadece gökyüzü kaldı
Arş delindi , arz utancından sustu
Yaşamak ağır geliyor üstad
Bana umudu öğreten insan
Umudu kursağında yutkundu
Bana uyumayı öğreten insan
Gece üçte küllüğü doldurdu
Bana dostluğu öğreten insan
Bir başkasına güldüğünü gördüm
Artık gülerken acıyor dudaklarım
Her zaman yaralar kanamaz
Bazen de yarınlar kanar
Ne dikiş tutar ne yara bandı
Ne acısı biter ne de ardı arkası
Seç birini kor tanem
Unutarak yaşamak mı
Yaşayarak unutmak mı
Ben yapamadım
Unutsam yaşayamam
Hasret sağırdı
Can çekişmelerin hiçbirini duyamadı
Umut dilsizdi
Bir gün geleceğim diyemedi
Hayaller kördü
Gerçekleri göremedi
Artık gelsen de bir şey değişmez ki
Sen gözümün önünde öldürdün kendini
Seni gömmek zorunda bıraktın beni
Toprak bilsin gayrı senin kıymetini
Nedametle de olsa Adımı anma
Yazdığım tüm şiirler sanaydı aslında
Diğerleri birer yolcuydu hayatımda
Sadece sen yoldaştın bana
Çabuk soldu değil mi arşın mavisi
Işımıyor artık yıldızımız eskisi gibi
Ben küllerimize birkaç yudum şiir dizerken
Şimdi mi aramaya başladın kanat izimi
Onulmaz hicran beni çarmıhlara germişti
Senin elin başkasının elini tutarken
Benim sana şiir yazan elim sancıdı
Senin gözlerin başkasının gözüne bakarken
Benim aynaya bakamayan gözlerim utandı
Senin dudakların başkasına gülerken
Benim sigaramın filitresinde kan vardı
Aslan abemm