" Tî kowta mı vir " diyor bir Zaza
Yani aklıma
Arştan bir melek aracılığıyla
Bir yağmur damlası misali toprağa
Yani düştün diyor
Rahmetten berekete
Tatlı bir üzüm iken
Haram kılınan şarap olmuşum
Annem sevgiyle büyüttü beni
Gözlerimdeki nefrette harap olmuşum
Umut en büyük yoldaşımdı
Yarı yolda vesveselerle savrulmuşum
Yeryüzünde İki damla biribirine çaprtığında
Gökyüzünde iki insan birbiriyle tanıştığında
Ve Yüzümde bir yabancıya rastaldığımda
Ben seni hatırlarım
Üşüyen mumun can çekişen alevinde
Bugün son kez seni düşünerek çıktım işten
Son kez araba camında gördüm yüzünü
Son kez daldım bir türlü çıkmayi bilmediğim
Belki de çıkmak istemediğim maziye
Sanki eve değilde hiç bilmediğim
Bir yere sürgün edilmisim gibi geliyordu
Belki deseydim kalırdın
Belki de sadece kendimi yorardım
Sana kal demeli miydim bilmiyorum.
Sen bir akşam vakti gitmeyi
Ben suskun gecelerde yazmayı seçtim
Ama kalsaydın
Seni böyle görmek kahrediyor beni
Toprak kokuyor yeryüzü lütfen ağlama
Bilirsin ben hep güldürmüştüm seni
Mutlu anı defterimizi böylesine dağlama
Sen ki baharın müjdesi, yağmurun sesi
Gel götür
kulaklarımdaki sesini
Yastığımdaki nefesini
Gözlerimdeki gülümsemeni
Aynalarımdaki gözlerini
Göğsümdeki yüreğini
Bak yine saldırıyorsun yâdıma
Rüzgara yazdın ölüm fermanını adıma
Sen ki Afrodit'in yeşimden tacı
Ben ki bir ağıdın aksindeki acı
Güzelliğin miladı, gecenin asi evladı
Kimeseye dokunmaz benim zararım
Şu an sadece yedi yaşındayım
Yetiş ey Abdülhamit , yetiş ey Yavuz
Gölgem iki milyar ama tek başımayım
Açım, susuzum ve de suçsuzum
Neden birbiri için yaratılmış insanlar
Birbirlerini yok etmek için yarışırlar
Aslan abemm