Yıkıldı yordam! Bozuldu ahenk
Söylenecek söze, vuruldu kepenk
Mili çıkmış aklın, yıkıldı mihenk
Yeni zalimler, eski firavuna denk
Bilmem ki: Bu ahvale ne demeli
Mescid-i Aksadan, Beytul mahmura
Cebrail rehberi, sidre yolunda
Melekler bekliyor, selama dura
Nebi huzurda, kavseyn makamında
Dilek haktan geldi, dergâha vardı
Kubbeler ki; üstüne hap dumanlar bürümüş;
Dondurulmuş tabut gibi, sanki mumyalanmış…
Mensupları, zeminine diri diri gömülmüş;
Canlı mevta mezarında; cesetler çürümüş…
Meydan, meyyit pazarı, serilmişler savaşsız;
Uyanmış düşünüyorum: ta! Sabahtan beri
Çıldırış zirvesinde, aklımın cücükleri
Ruhumu perdelemiş, karanlık gölgeleri
Güneşe engel olan, şeytanın çocukları
Hayalimde yaşarken, o geçen iklimleri
İnsanda var; iki şey,
Nurla küfür, ayrı şey,
Nurlu toplum, olur şey,
Küfre dalan, hep LA ŞEY…
Kara akı: ak karayı kovalamış
Bak hele garibim, işte şafak sökmüş
Midelerin: lokmaya, hevesi artmış
Haydi! Yorgunum; azığın, peşine düş
Yavaş! be adam: Namaz kılayım bari
İnandığımız; büyük hesap günü var
Yaptığımız amellerde, kar ve zarar
Orada belli olur, zengin ve naçar
O öyle bir gündür ki; haşer-ü mahşer
Yer yerinden oynayıp, dümdüz olacak
Bilmem ki: insan sen neden böylesin?
Kalıpta dev gibi; ruhta cücesin…
Hâlbuki sen; madde de bir zerresin;
Fakat ruhta çok ama çok yücesin…
limin, her halinden alalım pay
Onun sözlerini, Â bir deste gül say
Gülü koklarsan; sen, gül kokarsın
Boşa nefes alma, heder olmasın
Âlimin, dönerse dili, ilimdir
Bu işi herkes bilmez; onu bilenler yapar
Sen kendine, müştehid desende, neye yarar
Geçti; Zühre yıldızını doğuran asırlar
Zehirli zamanda, gül açsa da neye yarar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!