İnsan; evvelinden, çok aciz bir nutfedir;
Nutfede: Atomlar, milyon kere zerredir…
Zerrelerin; dünyası, gözümüzden gizlidir;
Beden: toprağa düşünce, naciz bir cifvedir…
Bakıştım ben: toprak ilen taş ilen
Bakıştım ben, ay ilen güneş ilen
Bakıştım ben, göz ilen yaş ilen
Bakıştım ben, baş ilen bakış ilen
Öyle bakış ki: Göz göze bakar ya
Şu ağaca bak! İlahi kalıpta salmış kök
Ona can vermiş Yüce Mevla, lakin ruhu yok
Fakat emrine sadık duruyor, boynu bükük
Kökleri toprağa; dalları Rabbine dönük
Üstüne kopan fırtınayı, etmez şikâyet
Ölüm: sabah görüşmek için, randevu ister
Fakat gönlüm cumada, Hakka yönelmek ister
Kadere boyun eğdik, hele Mevla’m neyler
Ruh: kalıba mahkûm, biri çeker biri iter
İbrahim Hakkı söyler: (Neylerse güzel eyler)
Ayın mehtabında parlayan yıldız
Nur pervanesi, doğan güneşimiz
Yer küresinde dönen dünyamız
Hikmetin sırrıdır, kayıtsız şartsız
Anlamak istersen; bu hikmet yeter
Yarab! Bunlar, yeryüzünün kavmi necibidir
Bunlar, insanlık modelinin kibar neslidir
Tarihleri; peygamber şerefiyle süslüdür
Bunlar, güzel Muhammed’in güzel ümmetidir
Yarab! Ümmette ki; beyinsizleri azdırma
Bulut, bulut azmanım;
Düşünce, tıklım tıklım…
Zonkluyor şakaklarım;
Çıkacak, yırtık aklım…
Bu hınç, hırs, bir heves mi?
Üzgün bakışlarımda, geçen bir insan seli
Irmak, ırmak taşıyor, bu yollara düşeli
Bendini yıkmış gidiyor, viran oldu yerleri
Durdurun! Yordamsız akan, şu coşkun selleri
Dalga, dalga sellerim, köpük köpük erdemi
Fikir cephesinde, büyük depreniş
Bir deprem misali, soylu kökreniş
Burçlar patlıyor, bulutlar şahlanmış
Şimşekler çakıyor, yağış başlamış
Ayaz geçti artık! Buzlarda cümbüş
Derdimi haykırıyorum, patlıyor boğazım;
Yankıları felekte, arşa değer avazım…
Soruyorum: bütün eşyaya, çekmiyor nazım;
Ben, seni arıyorum! seni, mürşidi azam…
Kendimi arıyorken: karşımda seni buldum;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!