Kalbime tevhidi yazdım;
Kulağımda, en güzel ses…
Zalim havasını sezdim;
Soluyamam, bir tek nefes…
Sen gidince! Güzel kızım, bülbülüm
Gönül bahçemde yetişen sümbülüm
Dalımdan kopup giden karanfilim
Canım kızım, Zehra Betül son gülüm
Gittiğin gece, çok karanlık oldu
Soru sordum kendime:
Acep neden gelmişim? ...
Dedim, kendi kendime;
Neden, ömre değmişim? ...
Hemen, geldim kendime:
Düşündüm! Nedir işim?
Söyle gönül: Sen benden ne istersin;
Söyle neden, Mahzun sessiz durursun? ...
Her güzelde, bir bahane bulursun;
Yoksa, aşkın yolunu mu ararsın? ...
Söyler misin: Gözün, hangi güzelde?
Diyormuşsun;
Boyun uzun
Aklın kısa,
Ne söylersen,
Bilmiyorsun…
Nurlu bulutlar, göklere dolacak;
Şimşekler çakıyor, Rahmet yağacak...
İnsanlık ufkunda, güneş doğacak;
Aslan postunda; maymunlar çıkacak…
Er meydanına, yiğitler dolacak;
İçimde itmeler: onunla boğuşuyor, özüm;
Duygular: isteğe zıt, kendime geçmiyor sözüm…
Vefasız! Kâğıt, kalem, satırlar çekmiyor nazım;
Bilmem ki: bunca kalabalıkta, neden yalnızım? ...
Yalnızlığın aynasında, halimi seyrederken;
Yüreğimize gizlenmiş;
Aman dinlemez, ateş…
Ne dumansız barutmuş?
Benliğimi, hep yakmış…
İman aşkı: yakıyor;
Yaşlanmış; bu koca dünya;
Gelmiş… Gitmiş… Nice meyva…
Yıkmak için yapmış MEVLA;
Sen, tamir için uğraşma! ...
Karar kesin; hile yutmaz;
Gözlerin süzgecinde, süzelim tabiatı;
Kıl payı ölçülüdür, her çeşit nebatatı…
Hayretle seyredelim, ilahi sanatı;
Ol: Emrine gebedir, çekirdeğin hakikatı…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!