Susuyorum konuşmak anlamsız geliyor bazen
Sözcükler canını mı yakıyor ağlayarak susuyorum
Yutkunurken dertleri yoruluyorum
Kelimelerin ağırlığıyla yinede susuyorum
Bir su değimen misali
Alt üst oldum
Döndüm durdum aynı yerde
Kaybolmuş bir çocuk misali
Kendi içim de kaybolmuşum
Korkuyorum titriyorum
Dağın gölgesin kalmış çiçek
Yagmura güneşe hasret gibiyim
Her gün batımında sensizliğin yükü ile inlemekteyim
Sabahları uyanır uyanmaz susuzluğa yanmak gibi
Sensizliğe yanmaktayım
Kulak ver sözüme evlat
Haksızlığa boyun egme
Görünüşüyle kimseyi germe
Söz bitmeden söze girme
Cömertliği bırakma elden
dün gece
Aldım elime kağıt kalemi
şiir yazdım içine gözyaşımı hasretimi kattım
Elveda
Hayal kırıklıklarımı alarak
Açtığın yaralara kezzab basarak
Sözlerinle yüreğime mızraplayarak
Gidiyorum altın kadehlere
Gibi
Sabahı özleyen gece gibi
Bülbülü bekleyen gül gibi
Toprağa sarılan kök gibi
Yüreği pişiren gözyaşı gibi
Ey Türk genci! Unutma vazifeni
Etrafına bir bak bu gördüğün vatan
Senin namusun şerefin emaneti
Üzerindeki kara toprak cananın
Toprağın üzerine güneş doğdu
Tohum silkindi çiçek olup gönüllere açıldı
Nurlar doldu hanemize dillerden çıktı hak
Ey Muhammed yürekler ısındı rüzgâr seni müjdeleyişiyle
Ey mübarek insan gönüllerin efendisi
Astım bir kenara umut kırıklıklarımı
Savurdum rüzgâr ile ahu nigah bakışlarını
Kapattım yüreğimi dağlayan aşk-ı hatıratı kalb acılarına
Sarmak değil aşk-ı ihtilap yaralarını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!