Gümüş kumlu can Akdeniz!
Hiç gördün mü böyle bir kız?
Melek kadar masum temiz,
Ne de güzel bakışı var…
Şu güzelliğe hele bir bak,
“Ahmet Bulut’un Bebeğine”
Aklım sende avucumda kelebek,
Yüreğimdir kulak veren nidana…
Yaşın iki öksüz kaldın can bebek,
Canım yoldaş senin hazin vedana…
Çim sahada koşar gibi,
Her gün pistte coşar gibi,
Kıl çadırda yaşar gibi,
Sürer hayat apartmanda…
Camı sallar müzik sesi,
Kişinin yüzüne söyle sözünü…
Mert ol da yüz yüze paylaş kozunu,
Elin arkasından konuşma sakın,
Silkelerler bir gün senin tozunu…
Gönül verdin düştün derde,
Sevdiceğin oynar gezer…
Değmez inan nankör ferde,
Sahte sevda canı ezer…
Sabah akşam ettin figan,
Bu Haydar,
Betoncu Haydar!
Beton döker, harç karar,
Sabahtan akşama kadar…
Köyden göçmüş şehire,
İşim düştü belediyeye,
Dönmüşlerdi aç kediye…
Ben dayısız ciğer,
Bir aşağı bir yukarı,
Kaşe imza mühür,
Harç kestiler üçer-beşer…
Sessiz at voltanı eğme başını,
Pek tut yüreğini güneş doğacak…
Bülbüle çevirme tespih taşını,
Çek çelik sabırla güneş doğacak…
Silindire dönse ezse de efkâr,
Bilime küs örümceğe merkez üs,
Kemik topu yük etmişsin omuza…
Yedi delik o tokmakta sanki süs,
Kurban ol sen mısırdaki domuza…
Kan etmişsin bedenine narkozu,
Kırağıdır nazla inat aşığa,
Üzme güzel gözüm kaldı yollarda…
Gönül kuştur sevda kanat ışığa,
Gönlüm seni aramasın fallarda…
Ilgıt ılgıt esen sevda yelisin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!