Kâhta ovasında uçan serçeye,
Sevgiler saygılar selamlar benden…
Her tat meyve veren dala bahçeye,
Sevgiler saygılar selamlar benden…
Tarihi yaşatan Nemrut Dağı’na,
Attın beni kader gurbet çölüne,
Gün geceye gam kederi katarım…
Kâhta’m candır varsam baraj gölüne,
Hasret seni mavi suya atarım…
Dolunaylı bir gecede gül dersem,
Arar bulur taç yaparız zübüğü,
Alnımızın tuzlu teri neması…
Para bizden alır çalar düdüğü,
Bizde kar kış masmavidir seması…
Ense kalas balkon olur göbeği,
Dostluğun sıcak eli,
Diyarbakır’ın seher yeli,
Hasretin dili olsun bülbül,
Karacadağ dolsun sümbül…
Yüreğinde sevgi seli,
Sevda yeli efil efil eserken,
Dağ döşünde gelincikler der gönül…
Yârin eli elde nefes keserken,
Her düşünde gülücükler ver gönül…
Sevda gülü güller vermiş basmaya,
Oku evlat avukat ol,
Haksızlığa barikat ol,
Para - pula köle olma,
Hakkı savun hakikat ol…
Yüreğin kitapsız ar yerde kalan,
Sözlerin hesapsız var serde yalan,
Her gün ipsiz sapsız kir derde salan,
Çekidüzen ver sen kendi kendine…
Kim atmış tuz biber tatlı şaraba,
Gönlümün sultanı başımın tacı,
Sensin şirin Kâhta’m sensin bilesin…
Ayrı düşmek senden zehirden acı,
Tükensin dertlerin sen hep gülesin…
Toprağın görmesin hiçbir afeti,
Soframdaki bir lokma aş,
Arttı ahbap, dost arkadaş…
Ne bir soran selam vardı,
Gözlerimde akarken yaş…
Sen ayaklı gazetesin çok gazin,
Katran kalpli yılandilli Şadiye…
İşin – gücün dedikodu magazin,
Her deliğe dalan kıllı Şadiye…
Karatavuk sağa-sola tünersin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!