kaç otobüs camında 
hazin bir çift mâvi göz
ıslak
ayrılıklar var
ölümü susturacak
o bakışlar yok mu
çıplak gözle bakamadığım güneş
İzmir'de ezeli bir rakibin var artık
açmayın kar beyazı orkideler
yalanmış güzelliğiniz
bir tûfan koptu yine
borağan vurmuş yüreğimde
Mâvi bir atmaca vurdu
kuru daldan dala çırpınan serçeyi
canı çekildi
canım çekildi ilkin
yorgun bir mermi gibi
yere indiler
İnsan bir kere 
sevginin,
beğenilmenin,
özbenliğin
keskin pençesine düşmeye görsün.
dışarı kuru ayaz
yürüyorum zamana karşı
ellerim üşüyor
ellerim kanım donuyor
daha sıkı doluyorum
nefes alıp verdiğim yerden
mutluluğun kafesinde 
bir çift muhabbet kuşuyduk seninle
önce ben öldüm
sonra sen
hani rengarenk kanatlarımızla
rüzgârın saçını okşayacaktık
Dünyâda siyâsetle uğraşan herkes 
galiz ve nâdan söylemlerden
içtinap etmeli, korkmalı.
Kışkırtılmaya genlerinde müsâit
Âdem'i-Havva'yı kışkırtmamalı.
Yüreğe-ciğere-gözlere
gün ağarana kadar yıkar bu kenti yağmur
yine midye gibi kapandım kabuğuma
insan böyle gecelerde
hangi pencereye yanaşsa
hangi camdan baksa
ağır duygulanıyor
uzaktan ala bir karga ömrüm
bir tarafı ak
bir tarafı kara
aktı akına kara
bir bardak suydu ömrüm
içemedim
Sen gül bahçelerini sula 
cânanım
diken bahçeleri çok can yakabilir
elbette
vardır gülün de dikeni
nâlânım



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!