içten içe yanıyordu bir adam
sönmüyordu
âh-ı derun
âh ü enin
yolda yürürken
ve mütemadiyen
söyleyin nasıl kıyarsınız
Allah'ın can verdiği
âdem evlâdına
sebebi her ne olursa olsun
ne kadar kolay
tetiği çekmek
Pencereyi açıp dalıyorum saatlerce
derin derin oksijen oksijen
hani fazla ciğeri olan var mı kesiliyorum
uzun uzun bakıyorum aynalara var mıyım
hiçbir şey hatırlamıyorum
tarıyorum uzun uzun saçlarımı
Dalında bir goncagül daha sessizce soldu
oysa ne kadar çok savaşmıştı
köksüz ve öksüz açmak için
ah be cennet çiçeği
karşı koyulmaz tûfandır gözlerin
tutunacak ne bir dal ne bir ağaç
ölüm zamanı gelmiştir derinlerde
gözlerinde acımasız
bıçak gibi bir girdap
sarar nuh bedenimi
yine hangi ressam
gökyüzünü siyaha boyadı
nereye baksam
simsiyah tuval
beni çağırıyor
karanlığın şeytânî gözleri
ipini kopartmış bir uçurtma gibi
takılıp ıssız soğuk elektrik tellerine
gel de sen delirme
gel de sen küfretme
kırıldı onur
paramparça çerçeve
şaha kalkar içimde ki yağız at
sonra dört duvar
atlar geçer allı beyaz
atlar geçer çırılçıplak
vururlar kendini
dağlara ovalara
bin güvercin konar
gözlerinin penâhına
yuvaları
yavruları
canları
sıcacık



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!