Her dehr gül-izar dîvan ehli
kurumuş gazel-izar vatan daş'a
sıcak ama çok sıcak
çok mânîdar
diğergâm
ruh okşayıcı
şuncağız şuncağız
doğradık
bayat hüznü
sanrımızda ki tabak altın
lâkin ama fakat
içi asgarî sâfî su
hasretim güzelliğine
hasretim kara gözlerine
yazmak gözlerinin kömürü
bıkmadan sayfalarca
zor gelir unutmak
severken umutsuzca
kāni tatminkâr değilim hâlâ
iki yüzlü yalım kılıcın
kalemden keskin olduğuna
kalem kırılır belki
kurşun içinde kalır
çevirin çarkları
simsiyah ıssız küflü bir oda
taş izi göz bebeklerim
karayım kapkarayım
ne tarafa baksam körüm
hangi yöne gitsem sürgünüm
elim kalbimde sımsıkı
sarhoş bir örümcek
ağ örmeye çalışıyor
meyhânede
gördün mü
meyhâneci
gördün mü
sen susarak kazandın
ben susayarak
sen küstüm çiçeğisin
ben yalnızlık
her sabah küfleniyoruz önünde
güneş görmeyen pencerelerin
bir kedi yatıyor asfaltta
cansız
öyle hazin
öyle eksik
öyle paramparça
harp ganîmeti
günyeli esti bir gün
Hümâ Hâtun
kasıldı
sancılandı
otuz dedi mart
günlerin günü



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!