Heykeltıraş, heykelini bitirdi
Baktı eserine bir kaç adım geriden
Yüzünde hafif tebessüm
Gurur duydu yaptığı işten
Ressam, çizdi ırmakları, dağları
Yollar, evler,harikaydı
Ulu çınar
Yaprakları, bir başka hışırdar
Rüzgar olunca,sallanır ağır,ağır
Mağrur, muhteşem yaşı hemen,hemen bir asır
Çocuk yattıkları yerde
Sevinçle gösterdi dedesine
Vapur,Salınarak Yol Aldı
Bütün Yorgunluğuyla,Mahmur
Herkes Yatmıştır Belki de
Stalin'in tavuğu!
Bir avuç buğdaya, verdi tüylerini
Cascavlak kaldı,haberi yok
İki, üç buğdaya geçti siniri
Zannetti kendini tok
Ah tavuk, vah tavuk
Giden vapurun arkasından el salladın sanki
Son ayrılışımızda veda eder gibiydin
Son görüşmemiz olmayabilirdi belki
Beni yalnız bırakmayıp, keşke gelseydin
Konuşur, hallederdik sorunlarımızı
Sessizce sevdik birbirimizi
Gözyaşlarımız aktı yüreğimize
Gözlerimiz söyledi sevgimizi
Kavuşamayacağımızı bile, bile
Geceleri Ay' ı görürüm
İçim bir başka yırtılır
Sır, sır ile kaplanmaz
O zaten Aynadır
Gördüğün her şey sırdır
Görebilene Aşkolsun
Ayna var, göresin suretin
Bak, sırların birisi sensin
Salkım söğüt, dallarını
Hışırdatır kollarını
Alır dünya hararetini
Onun dibine gömün beni
Mutlaka etrafında su vardır
Ben Hizan köyü öğrencilerinden gördüm
Sevdiğini gözünden öpmeyi
Duygu güruhunda boğuldum
Görmedim böyle insan sevmeyi
Gözümsün dercesine öptü
Yeliz öğretmenini gözünden
LEZZET AĞAÇLARI EKİLİ
SEDEF BÜFENİN VAHASINDA
HEPSİ DE SEÇİLİ
BU GÜZEL DÜNYASINDA
BİR KÖŞEDE DÖNER
YEMEYENİ PİŞMAN EDER




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!