Bir akşam ansızın kapın çalınsa
Ve
Sen kapıyı açsan...
O ses:
'Haydi,vakit tamam! ' dese,
Benimle gelir misin?
ne kadar şiir varsa
silip atmalıyım hepsini
ve yeniden yazmalıyım
sana dair ne kadar söylenmemiş sözcük
ne kadar tarif edilmemiş
güzellik varsa
hiçbir şeyden korkmayacaksın arkadaş,
inadına yürüyeceksin yobazın ve zalimin üstüne.
gözü kara olacaksın; yarıp geçeceksin karanlığı…
ne efendiliği düşüneceksin,ne terbiyeyi;
yeri geldiğinde yumruğu,yeri geldiğinde küfrü
koyacaksın en uygun yerine…
biz biliriz, böyle puslu havalarda
hangi itlerin kurt postuna büründüklerini.
ve biz tanırız; önüne bir kemik atıldığında,
kimlerin koşup kapılarda havladığını.
adam elindeki yoksulluk
belgesi ile
ücretsiz bindi halk otobüsüne.
ve,-günahını almayayım ama-
galiba bedavacılığın
gittiğin gün biliyordum:
yüreğinin,
yüreğimin sıcaklığında
bahara yeşerdiğinde
döneceğini...
çünkü; gidişin,
bir garip mahpusluk
yaşıyorum, içimde;
parmaklıklar önüne,
tütün bıraksana!
Çarlık Rusyası'nın 1914-1917 Trabzon'u işgal yılları!
Katırım bizden önce
Yola çıktı gidiyor
Haçlı girdi ülkeye
Dokunuverdi bir serçenin kanadı düşlerime
Kuraktı bahar yağmurlarına uyandı rüyalarım
Kısırdı bir yaban çiçeğine döl tuttu yüreğim
Korkaktı güneşi yakaladı hapsetti avuçlarında kalbim.
Bir serçe konuverdi gönül pencereme
Güneş olabildiğince
parlak.
Gökyüzü cam gibi.
Martılar denizden uzak.
Süzülüyorlar,
Şehrin beton yığınları üstünde.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!