Türküler mi yanık ben mi hastayım,
Vakit çok geçmeden gel usul usul.
Sen gelmedin diye gerçek yastayım,
Vakit çok geçmeden gel usul usul.
Gök kuşağı yedi renge boyanmış
Hani gidecektin uzak illere,
Gideceğin zaman beni de götür.
Sakın düşme dedim, sana dillere,
Gideceğin zaman beni de götür.
Bir arzum kalmıştı Çamlıbelinde
Derdine ilacı istesen benden,
Anzer Yaylası’ndan balı getirsem.
Hediye isterim deseler senden,
Nevşehir İli’nden halı getirsem.
Yolcular sefere çıksalar erken
Rüzgar serin eser bahar mevsimi,
Desem bile kimse duymaz sesimi.
Hata yapar derler insan kesimi,
Desem bile kimse duymaz sesimi.
Zindan dedikleri derin bir kuyu
Demirden kapıları
Ağaçtan yapıları
Gönülden tapuları,
Erenler Divanının.
Gündüzleri gecedir
Millete sıkılan kurşun yarası
Size de gelecek bir gün sırası
Son durak olacak artık burası,
Polise uzanan eller kırılsın!
Hainde haysiyet, şeref arama
Hainlere kucak açan
Eller Kurusun Kurusun!
Aramıza zehir saçan
Diller Kurusun Kurusun!
Kötülüğü hep aklayan
Biri yapar, biri bozar
Bu gidişe herkes kızar
Tarihler gerçeği yazar,
-Gördün işte dünya sağır
-Duysun diye sen de bağır.
Sazım alıp ilden ile
Dolaşırım demedim mi?
Türkü olup dilden dile
Ulaşırım demedim mi?
Kanatlanır uçar kuşlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!