Ey sevgili;
Seni sevmek güzel şey hoş şey
Seni sevmek;
En derin denizlere dalmak gibi
En uzak yıldızlara dokunmak gibi bir şey
Anlat benim için bildiklerini
Ağlamak istiyor yüreğim bu akşam
Sendeyim falcı
Yıllanmış hüzünler var içimde
Kayboldu sevdiklerim bir bir yanımdan
Tüm sokaklar yangın yeri sanki
Tüm şehir tarumar
Yine azdı, kudurdu eyvaah!
İnsan denen canavar
Kötülüğün ölçüsü yok sınırı yok sonu yok
Ey yüreği taş kesilen insanlık, söyle;
Kızıl ufuklara baktıkça her akşam, bana gam gelir
Nihavent çalsa da sazlar sazende, yine hüzzam gelir
Bir yavru ceylan ağlar tellerinde kemanın
Öyle bir ego büyüttük ki içimizde
Hep ‘Ben... Ben... Ben...’ diyor
Öyle bir cehalet sarmış ki ruhumuzu
Bir görgüsüzlük bir hoyratlık
Almış başını gidiyor
Ne uzlaşı ne hoşgörü ne sevgi
Geleceksen bugün gel
Efkârım var zarım var, dardayım
Kor ateşler düştü içime
Bu gece çok zordayım
Yine gönlüm haraba, yine ahu-zardayım!
Sabahlara kalmadan yetişte
Gönlümde hicranı uyuttum sanma
Kapanmaz içimde açtığın yara
Her akşam, her akşam bakıp uzaklara
İçin için ağlayan biri var ya
O benim işte... O benim işte…
Ey gönül;
Seni ya bir dağ başında ya çölde bulaydım
Saçlarını tutam tutam yolaydım
Al! dertlerini deyip başına çalaydım
Beni el aleme rezil-rüsva eyledin!
Hayat;
Ne bir hikaye, ne bir romandır
Hayat;
Şiir gibi şarkı gibi
İki mısralık bir andır!
Ben onu bunu bilmem Hayrettin!
Bir adamın eşi;
Kendinden önce gitmemeli
Yoksa nic’olur halimiz bizim
Ömrümüzün bu son deminde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!