Şiirin vakti geldi
Haydi deli gönlüm
Bırak kendini esen yellere
Dans et raks et kıyam et
Ya cuşa gelsin dizeler bu gece
Ya kopsun gönlümde kıyamet
Dal sevdasız yaprak vefasız
Hep ağlamaklı bulutlar
Hangi kapıyı çalsam yalnızlık türküsü
Hangi tele dokunsam karamsar
Hani kanatlarından yaralı bir mevsim
Gitti de maziyi unuttu demişsin
Ben unutsam da gönül unutmuyor Sultanım
Ellerin yurdunu mesken tuttu demişsin
Bin gurbet bir sıla etmiyor Sultanım
Sitemler yollamışsın bana oradan
(Gülten Akın’ın Şiirinden esinle)
*
Bakmayın şaşaalı duruşlarına
Arkası yok dayanağı yok
Bitmiş hikayeleri
Üç kandamlası düştü şafağa
Darağacı utandı
Üç güvercin havalandı avludan o sabah
Kanatları ya sedeften ya nurdandı
Ağyare sitem eylesem, kime ne fayda
Canıma can bildiğim o yar unutmuş
Figan etse de bülbül bahçede bağda
Figan eden bülbülü bahar unutmuş
Ömrümün son deminde bu son fasılda
(W. Shakespeare’in 66.Sone’sinden Kurgulama)
***
Vazgeçtim bu dünyadan
Değmez bu hayat yaşamaya değmez;
Bir kurşunluk mesafede olsa da ölüm
Vız gelir bize vız
Biz toprak çanaklarda
Güneşi içenlerin çocuklarıyız
Korku gezmez dağlarımızda bizim
Bir yavru ceylendım vahada çölde
Dörtbir yanımdan sardılar beni
Telli turna oldum deryada gölde
Tel tel kanadımdan kırdılar beni
Ta ezelden sarpa vurdu yolumuz
Umut yeşerecek yüreklerde
Öfke değil kin değil
Gün sevmek zamanı şimdi
Öylesine gün değil
Sen de aç yüreğini kucak kucak
Yarınlar güzel olacak çocuklar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!