Gecenin karanlığında ayak sesinden
Gelişinden belli olur şiir
Daha ilk fasıldan ilk nağmesinden
Yürüyüşünden belli olur şiir
Gezdi baştanbaşa diyar-ı âlemi
Beldeler kâşaneler gördü şair
Dolaştı bütün mülkü İslam’ı
Yanmış yıkılmış viraneler gördü şair
Hepsi de yokluk yoksulluk içinde
Önce gözlerin girer düşlerime
Mavi bir bulut gibi
Biraz ağlamaklı biraz ıslak
Önce gözlerin girer düşlerime
Duman duman
Gökyüzünde yıldız gibi
O şehrin ışıkları
İçin için ağlayan bir kız gibi
O şehrin ışıkları
Gözlerimde uyku gibi
Yine yalnızdım dün gece
Uyku yoktu gözlerimde
Vurdum kendimi sokaklara
Arkama bakmadan yürüdüm
Ben vardım
Yalnızlığım vardı
Koç-yiğidim mektup saldım al diyor
Aldım mektubunu durma gel gayrı
Kara gözlüm efkârlanma gül diyor
Kalmadı bende gülecek hal gayrı
Mor dağlara karargâhlar kurulsun
Şimdi bizim eller boran mı, kar mı ola
Burada bahçelerin gül gül olduğu zamandır.
Acep bir arayan soran var mı ola
Yine gönlüme bir hal hal olduğu zamandır.
Düştü mü cemreler toprağa, suya
Hani bazen tükenir ya ümitler
Hep sisler içinde kalırsın çaresiz
Ya yağmur yağsa dersin ya da kar
Gelmez bir türlü beklenen o bahar
Siz beni öldü mü sandınız
Darağacına çekmekle
Zalimler, zorbalar ölür
Karabasan gecelerde
Kanlı elleriyle cellatlar ölür
Siz beni öldü mü sandınız
Havada bölük bölük
Giderken kırlangıçlar turnalar
Bir gariplik çöker içime ince ince
Depreşir gönlümde eski yareler
Sonbahar gelince
Solar ruhumun al-yeşil örtüsü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!