Şöyle düşündüm de;
Bundan binlerce binlerce yıl önce
Buzullar eriyip sular çekilince
Başlamış denizlerin aşkı
Biri Ak öteki Karadeniz
Bir yanım enkazda kaldı; bir yanım darda
Bir yanıma kor düştü, bir yanım karda-boranda
Bu yara derin, bu yara başka yara sanırım
Böyle mahzun durma;
Böyle çaresiz bakma yüzüme ne olur!..
Utanırım!..
Evler yıkılmış duvarlar göçmüş uykuların en güzel yerinde;
Yollar-sokaklar çıkılmaz olmuş gecenin yorgun saatlerinde.
Can çekişiyor insanlar, ortalık toz duman;
Her yer çığlık çığlığa, her yer feryat figan!
Ekin tarlalarında dinledim
Doğanın türküsünü
Bir akşamüstü
Seyrederken aşkın büyüsünü
Şairliğim aklıma düştü
Düşmeye görsün şairin diline şiir
Hayal gibi, düş gibi
Gecenin koynunda lal olur şair
Esrik rüzgarlara tutulmuş gibi
Alır başını gider uzaklara
Ben her gece
Saatler 12’yi vurunca
Aragon dizelerine dokunurum
Ben her gece
Saatler 12’yi vurunca
Lâl olurum!..
Eskiden
Toprak damlı evlerimiz vardı
Küçük pencereli
Beyaz badanalı evlerimiz
Başköşeye kurulan ocaklardan
Islak dudakların gülüşü var sende
Esterina
Ağlıyorken gülmüş gibi
Mona Lisa duruşu var sende
Esterina
Ressam parmaklarından dökülmüş gibi
Ey anam, bacım, kardeşim;
İşsizsen, açsan, çaresizsen
Ve seni bu hale getirenleri görmüyor,
Hesabını sormuyorsan;
Kendine ihanet ediyorsun,
Etme!..
Ey benim dağ çiçeğim
Suna boylum al yazmalım
Korku gezinir oldu gül bahçemizde
Kırıldı yaprağımız dalımız
Mor menekşeleri toz kapladı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!