Kâmuran Esen Şiirleri - Şair Kâmuran Esen

Kâmuran Esen

Sevgilim!
Sakın bana / gitmekten / ayrılıktan söz etme
Dayanamam / yokluğunda dökülür yapraklarım.
Kopmaktır o yaşamdan / düşen bir yaprak gibi
Karanlıkta ışıksız / yapayalnız kalmaktır.
Uzayda tek başına / sönmüş gezegene eş,

Devamını Oku
Kâmuran Esen

Kadın(O kadın ben oluyourum.) , akşam yemeği için masayı hazırlamak ve salata yapmak üzere mutfağa girerken elektrik düğmesine bastı. Işığın yanmasıyla sönmesi bir oldu. Birkaç kez bastı düğmeye, yok, yanmadı. “
Galiba ampul yandı ” diye düşündü. Hemen bir ampul bulup değiştirdi, yine yanmadı. Yapacak başka bir şeyi yoktu.

Bu işlerde de o kadar beceriksizdi ki, öyle anlatılır gibi değil. Anahtar sıkışan bir kapı kilidini açmak, radyoda aradığı bir istasyonu bulmak, ocağın tüpünü değiştirmek onun için oldukça zordu. O nedenle şansını zorlamadı, yanmayan ampulle uğraşmaktan vazgeçti. Aspiratörün ışığını yaktı. Yarı aydınlık mutfakta çalışmaya başladı. Nasıl olsa az sonra eşi gelir ve gerekeni yapardı. Eşi, tüm onarım işlerinde çok iyiydi. Ancak birazcık ihmalkârdı ve de unutkan, hatta çok... “ O, bıçağa sap takıncaya kadar, hıyarın vakti geçer,” di.

Salatayı yaptı, yemek masasını hazırladı. Derken eşi geldi; yarı aydınlık mutfağa girince, mutfak lâmbasına baktı. Kadın:

Devamını Oku
Kâmuran Esen

Ah Mehmet Amca ah!
Nasıl bırakıp gidebildin
Bu kahpe dünyayı!
Yoksa
Bir çağıran mı oldu
Seni oradan?

Devamını Oku
Kâmuran Esen

Gel / aç sargılarını
Gönül yaralarımın.
İçime seni
Türkmen kilimi gibi
Nasıl işlediğimi gör.
Beyazında sadakatı,

Devamını Oku
Kâmuran Esen

İki ayrı gazetede, iki ayrı köşe yazarı, bana ait yazıyı köşelerinde yayımladılar.


izedebiyat.com'daki bir yazımı alıp, kendi köşelerinde - adımı vermeden yayımlayan - bu yazarlara(!) noter kanalıyla protesto çektim. Sonra da dava edeceğim.


Devamını Oku
Kâmuran Esen

Televizyonda; bazı kahramanlar(!) için söylenen “Türkiye Seninle Gurur Duyuyor! ” sözlerini duyunca çok kötü oluyorum.Hiç kimsenin, benimle gurur duymadığı ve asla duymayacağı gerçeği, gelip oturuyor omuzlarıma. Kendimi âciz, amaçsız ve milletimiz için hiçbir şey yapmamış biri hissediyorum.

Oysa ben bir eğitimciyim. 28 yıl ilkokul öğretmenliği yaptım. 15 yıl köylerde çalıştım.Tek öğretmenli bir okulun hem müdürüydüm, hem öğretmeniydim ve hem de hizmetlisiydim. Hem de yıllarca. Okulumun yakacak ihtiyacının bir kısmını, öğrencilerimle birlikte dağlardan topladığımız kozalak, çalı, çırpı ile sağladım.

Okul bahçesinin çitini kendim onardım.Badanasını kendim yaptım. Okulun temizliğini, yine öğrencilerimle birlikte sağladım. Ödeneği olmayan bir okulun kırtasiye masraflarını ben karşıladım. Okulun ihtiyaçlarını karşılamak için, varlıklı kişilere el- avuç açtım. Kermesler düzenledim.Dilencilik yapmakla eleştirildim.

Devamını Oku
Kâmuran Esen

Kayınvalidem bir sabah kahvaltıya geldi. Zaten hemen bitişiğimizde oturuyor. Yemeklerimizi genellikle birlikte yiyoruz. Her zamanki gibi, ağrıyan bacaklarından sızlandı önce. Sonra da kulaklarının pek duymadığından, gece sık sık tuvalete gittiğinden. Ben de aylardır ayak ağrılarımdan şikâyetçiyim. Öyle az – buz değil, bazı geceler uyuyamıyorum ağrıdan. Kaçtır doktora gidiyorum, bir teşhis konulamadı.Tüm tetkikler mükemmel(miş) . Herşey normal(miş) . İyi de, bu ağrılar ne? Salamon gibi öbür dünyaya sapasağlam gideceğim nerdeyse. Canım burnumda sizin anlayacağınız. Ama dinleyen kim! Bana,”Ağrıların nasıl oldu? ” diyen yok.
Derken, kayınvalidem;

- “Ahhhhh Kemraan! Dün aşamdan sonra gapıya gidip gelmekten helâk oldum. Aç gapı gapa gapı, aç gapı - gapa gapı. On yo (sefer) , onbeş yo gapıya gittim,” diye sızlandı.
Demek ki çok gelen giden oldu diye düşündüm.Ve sordum:

Devamını Oku
Kâmuran Esen

Geçtiğimiz hafta okurla buluşan OYNATMAYALIM UĞURCUĞUM adlı kitabımı bulamadığını söyleyen veya hangi birimlerde bulabileceklerini soran arkadaşlara duyurudur:

Kitabı Yayımlayan:Senfoni Yayıncılık (0212) 2497471 - 2497971

Kitabın bulunduğu birimler:

Devamını Oku
Kâmuran Esen

Köy ilkokulundan, şehir merkezindeki bir okula atanmıştım. Kalabalık bir sınıf bölündü ve bana, daha önce en az bir kez sınıfta kalmış, başka okullardan gelmiş öğrenciler verildi. Hemen hepsi, öğretmenlerinden ayrıldıkları için üzgünlerdi, bazıları ağlıyordu.Öğrencilerimden biri, öğretmen arkadaşımın çocuğuydu. Aynı mahallede oturuyorduk. Evlerimiz karşı karşıyaydı. Bir tek bu öğrencim mutlu görünüyordu. Beni mahalleden tanıdığı için ona yabancı gelmemiştim sanıyorum.

Bir gün tenefüsteydik. Ama ben sınıftaydım. Masamda bir şeylerle meşgul oluyor gibi görünüyor, aslında öğrencileri gözlüyordum, konuşmalarını dinliyordum. Yaptığım bu gözlemler çocukları ruhsal yönden daha iyi tanımama yardımcı oluyordu. Çünkü çocuklar gerçek karakterlerini, kontrolsuz oldukları tenefüs zamanlarında gösteriyorlardı.

Benimle komşu olan öğrencim bir arkadaşına; “Biz öğretmenimle aynı mahallede oturuyoruz. Komşuyuz. Geçen akşam annemle öğretmenimize oturmaya bile gittik,” dedi böbürlenerek. Arkadaşlarını kıskandırmak ister gibiydi. Ulaş’tı bu öğrencimin adı. Bu sözleri duyan Ergül önce inanmadı. “Yalan söylüyorsun,' dedi Ulaş’a. Ulaş da “İnanmazsan öğretmenimize sor,” deyince, Ergül yanıma geldi. Ulaş’ın söylediklerinin doğru olup olmadığını sordu bana. Ben de “ Evet doğru. Ulaşlar’la komşuyuz. Annesiyle bize geldiği de doğru. İstersen sen de gelebilirsin. “ dedim.

Devamını Oku
Kâmuran Esen

Biz yorgun, çilekeş Türk Kadını!
Anneler Günü nedir
Bilmedik ki hiç!
Hayatın keskin dişlerinde öğütüldük yıllarca,
Gülmeyi değil, ağıt yakmayı bildik.
Alıştık bize verilenlerle yetinmeye,

Devamını Oku